|
|
|
A+: Bilgisayar sektöründe geçerli bir sertifika. Sertifikayı alabilmek için belirli bir sınavın geçilmesi zorunludur. Sınav yazılım ve donanım olmak üzere iki bölümden oluşur. Başarılı olunursa Microsoft' un ki gibi bir sertifika verilir. Bu sertifikanın birçok sektörde geçerliliği vardır.
A/UX: Apple Macintosh'lar için geliştirilmiş bir Unix işletim sistemi.
ABACUS: üzerinde bir çubuğa sıralanmış, sağa sola kaydırılabilen toplar bulunan hesap makinesinin temeli sayılan bir alet. Kendi başına hesap yapmasa da sayılan sayıları insanlara hatırlatarak hesaplamaya yardımcı olur.
ABORT: işletim sistemi üzerinde program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulması. Sonuç olarak program ya da işletim sistemi bir hata mesajı verir. Hata mesajının üzerinde devam, programı kapat seçenekleri vardır.
ACCELERATOR BOARD: Bilgisayarınızı hızlandırmak için takılan kart. Bu kartların işlevi, bilgisayarın CPU'sunun üzerindeki bazı işleri alıp kendi üzerlerinde çalıştırmasıdır. Böylece CPU'nun yükünü hafifletip bilgisayarınızın performansını arttırırlar.
ACCESS: Bir bilgiye, belleğe, diske, CD-ROM'a vb. erişmek.
ACCESS CODE: Erişim kodu. (şifre)
ACCESS TIME: Erişim için geçen zaman.
ACCESS POINT: WAN'larda telsiz sinyallerinin güçlendirilmesi ve paylaştırılması için kullanılan bir araçtır. Kablolu LAN'larda HUB'lara benzer biçimde, ACCESS POINT'ler de, veri paketlerinin telsiz ağlarda paylaşımını sağlar. Access Point'ler sinyalleri güçlendiren ve daha uzak mesafelere ulaştırılmasını sağlayan Repeater görevini de görür.
ACCESS PRIVILEGES: Giriş izni. Bilgisayar üzerindeki dosyalara giriş ve dosyalar üzerinde değişiklik yapmak için kullanıcılara tanımlanan haktır.
ACCOUNT: Hesap. işletim sistemlerinde bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve giriş şifresidir. Ayrıca kişinin erişim hakları ve kullanım ile ilgili diğer bilgilerinin kaydedilmesi için de kullanılabilir.
ACLS (Access Control Lists): Geçiş kontrol listeleri. Ağ üzerinden transfer edilen verilerin kimden geldiği, kime gideceği ve verinin büyüklüğü gibi kriterlerinin tutulduğu listedir.
ACRONYM: Kısaltma. özel isimlerin kısaltılması baş harflerini birleştirerek yapılır. örnek: ACLS (Access Control List)
ACTIVE: Aktif. işletim sistemlerimizin üzerinde kullanımda olan programların ve dosyaların durumlarını belirtmek için kullanılır. örnek: ICQ programı açık ve kullanılıyorsa o anda ICQ programı aktif demektir.
ACTIVE MATRiX: Sıvı kristal ekran teknolojisi. Genellikle taşınabilir bilgisayarların ekranlarında kullanılan teknolojidir.
ACTIVE-X: Microsoft firmasının hazırladığı işletim sistemlerinde Java dili gibi internet üzerinde çalışan programlar hazırlamak için kullanılan gelişmiş bir program geliştirme dilidir.
@ (AT iŞARETi): Bu işaret klavyede Q tuşu ( F klavyede F tuşu) ve ALT GR tuşlarına birlikte basılarak yazılır. En yaygın kullanıldığı yer e-mail adresleridir, kullanıcı ve elektronik postanın gideceği posta sunucusunun adlarının birbirinden ayrılmasına yarar. örnek; yardim( at )chip.com.tr
ADA: Amerika Birleşik Devleti Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilmiş eski bir programlama dilidir.
ADAPTER: Uyum sağlamayan iki bağlantı çeşidi ya da cihazı birbirine bağlanmak için gerekli olan ara cihazdır.
ADC (Analog Digital Convertor): Gelen anolog sinyalleri alarak dijital sinyallere çeviren cihazdır.
ADD-IN: işletim sistemine veya işletim sistemi üzerinde çalışan bir programa eklenebilen yardımcı programlara verilen isimdir.
ADD-ON: işletim sistemi veya işletim sistemi üzerinde çalışan programların özelliğini arttırmak için, bilgisayar üzerine kurulan programlara verilen isimdir.
ADDRESS: Ulaşılmak istenen bilgi, bölüm, kayıtın bulunduğu yeri ifade eder . internet üzerinde üç farklı adres kullanılır: e-posta adresi, mac adresi, ip ya da internet adresi.
ADMINISTRATIVE DOMAIN: Yönetsel alan. Tek bir kişi, birim, sistem tarafından yönetilen alandır.
ADMINISTRATOR: Sistem yöneticisine verilen ad. Sistem birçok makineden oluşturulmuş bir ağ veya tek bir makine üzerinde olabilir. ADMINISTRATOR sistemin geliştirilmesi ve sorunların çözümünden sorumlu kimsedir.
ADN/Advanced Digital Network: 56 Kbps leased-line lar için kullanılan bir ağ çeşididir.
ADS/AUTOMATIC DRIVER SIGNING: Otomatik Sürücü Atlama. Windows tabanlı işletim sistemlerinde başlangıçta bilgisayar kilitlenmesi yaşanan durumlarda kilitlenmenin sebeplerini belirler. Bu sebepleri işaretleyerek bir sonraki başlangıçta sorunları atlanmasını sağlar.
ADSL/Asymmetric Digital Subscriber Line: Asimetrik Sayısal Abone Hattı. Standart telefon hatlarını kullanarak yapılan dijital haberleşme teknolojisi. Servis kalitesi merkeze olan uzaklığa göre deyişim gösterir. Bu tip hatlarda download ve upload hızı farklı olabilir.
ADVENTURE: Macera oyunlarına verilen isimdir.
AF/Auto Focus: Bu özellik kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanması için kullanılır.
AGENT: internet üzerinden istediğiniz bilgileri otomatik olarak toplayabilen bir programdır. Bilgisayar başında olmanıza gerek kalmadan sizin yerinize bilgileri toplar.
AGGREGATE: Toplu işlem. işletim sistemlerimiz veya programlarımız üzerinde tek bir değerle değil bir grup değer üzerinde çalışan işlemlerdir.
AGP/Accelerated Graphics Port: üç boyutlu grafik kartlarından daha fazla verim alınması için Anakart firmaları tarafından üretilen bir bağlantı birimidir.
AIX: Unix tabanlı bir işletim sistemi.
ALDUS PAGEMARKER: Masaüstü yayıncılık programlarından biri. Bu programla oluşturduğunuz grafikler üzerinde kolayca değişiklik yapabilirsiniz.
ALGORITHM: Bilgisayarınız üzerinde sorunları çözmek için belirlenmiş kurallar ve işlemler topluluğuna verilen isim.
ALIAS: Takma isim. Uzun ve hatırlaması zor isimler yerine kısa ve hatırlaması kolay isimler tanımlamak.
ALIASING: Bilgisayar ekranında gördüğümüz çizgiler, eğriler ve simgelerin kenarlarının tırtıklı gözükmesine ALIASING denir. Ekran çözünürlüğünü yükselttikçe bu bozulmalar azalır.
ALLOCATE: Bir bilgisayar üzerinde RAM ve sabit diskin tamamını veya bir bölümünü ileride kullanmak için ayırmak. Genelde programlar bu işlemi kullanırlar.
ALIGNMENT: Kelime işlem ya da masaüstü yayıncılık programlarında metnin kenarlara yanaşık olma durumunu belirler. Sağa, sola yanaşık veya ortalanmış olabilir.
ALPHA: Dijital firması tarafından üretilen 64bit bir işlemci türüdür.
ALPHANUMERiC: Rakam, kelime ve özel sembollerden oluşmuş karakter topluluğu.
ALT KEY: PC'lerde kullanılır. Alt key tuşu başka bir tuşla birlikte basıldığında programların özelliğine göre değişik işlevler görür.
AMD: Intel'in ardından dünyanın büyük ikinci PC işlemci üretici firmasıdır.
AMiGA: Commodore firması tarafından üretilen genelde oyun amaçlı kullanılan bilgisayar. Günümüz standartlarının altında bir bilgisayar.
ANALOG: Devamlı değişken bir akış halinde bulunan verilere "analog" adı verilir. Bilgisayarlar doğrudan analog veriyi işleyemezler, gelen analog verileri dijitale çeviren arabirimlerin kullanılması gerekir.
ANCHOR: HTML dosyalarının içinden başka bir sayfaya ya da başka bir bölgeye geçmek için kullanılır. Altı çizgili mavi metin şeklinde görüntülenir.
ANIMATION: Kullanıcının ilgisini belli bir yöne yöneltmek için yapılmış, grafiklerin belirli bir düzene göre canlandırılması işlemi .
ANNOTATION: Doküman üzerine, dokümana zarar vermeden eklenen not. Bu notlar doküman hakkında bilgi vermek için koyulabilirler.
ANSI/AMERiCAN NATIONAL SKYLINE INDUSTRIES: Amerika Ulusal Standart Enstitüsü. Bilgisayar ve iletişim gibi birçok alanda A.B.D. standartlarını belirleyen kurum. Bu standartlar ANSI standartları olarak da bilinir.
ANTI ALIASING: 3D grafik kartlarında grafik işleme tekniklerinden birine verilen isimdir. özellikle gelişmiş üç boyutlu oyunlar gibi yüksek grafik detay seviyesine sahip programlarda sıkça kullanılan bu yöntem, ekranda beliren görüntünün daha doğal olması amacıyla geliştirilmiştir.
ANTi GLARE SCREEN: Bilgisayar ekranlarının çevreden aldıkları ışığı yansıtmasını önlemek için kullanılan yansıma önleyici bir filtredir.
ANTi RADIATION SHIELD: Bilgisayar ekranlarının yaydığı elektromanyetik dalgalardan korunmak için filtredir.
ANTi ViRüS PROGRAM: Bilgisayarı virüs denen zararlı programlara karşı korumak için üretilmiş yazılımlardır. Bu programlar diskinizi tarayarak virüsten etkilenmiş olan dosyalarınızı bulurlar. Daha sonra bunları ya tamamen silerek ya da eski sağlam hallerine döndürerek sistemi virüsten arındırırlar.
ANY KEY: Bilgisayarın klavyesi üzerindeki herhangi bir tuş.
API/Application Programming Interface: Bir programın diğer program ve işletim sistemleri ile etkileşimini sağlayan arabirim. En çok kullanılan WIN32 API'sidir.
APP: Bkz. Application.
APPEND: Metin belgelerinin birbirleri sonuna eklenmesi işlemidir.
APPLE MACINTOSH: Apple firması tarafından geliştirilmiş bir tür bilgisayardır, aynı zamanda MAC olarak da adlandırılır. Bu bilgisayarlar çok yaygın olarak kullanılan PC türü cihazlarla uyumlu değildir ve kendilerine has yazılımları vardır.
APPLET: internette HTML sayfası içine yerleştirilmiş küçük JAVA programlarıdır.
APPLETALK: Apple bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak için yapılmış bir protokol.
APPLICATION: Bilgisayar üzerinde yapılan uygulamalara verilen isimdir.
APPLICATION LAYER: Uygulama katmanıdır. Bu katman OSI/Open Systems Interconnection modeline göre yedinci katmandır. E-mail ve dosya transferi gibi işlemlerde otomatik olarak kullanılır.
APPLICATION SERVER: Uygulama sunucusu. Uygulamaları ağa bağlı diğer istemcilerin kullanımına sunan sunucudur.
ARCHITECTURE: Bilgisayarlar ve ağlarda genel yapıyı, elektronik bileşenleri, bilgisayarın iç yapısı ve işletim sistemlerini belirler.
ARCHIE: istediğiniz bilgileri internet üzerinde arayıp bulan ve bu bilgileri düzenleyen bir program. Eskiden sadece ftp arşivlerini tarayabilen Archie şimdi tüm internette arama yapabiliyor.
ARCNET: Bir ağ tipi. Bu ağ içinde en fazla saniyede 2,5 Megabit hıza ulaşılabilir. Günümüz teknolojisine göre yavaş bir ağ tipidir.
ARGUMENT: Argüman. işletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da isim.
ARP/Address Resoluion Protokol: internet ve ağ üzerinde göndermek istediğimiz paketlerin IP adreslerine doğru dağıtılmasını sağlayan bir iletişim protokolüdür.
ARPANET: internetin temeli sayılabilecek dünyanın ilk ağının ismi. ilk olarak Amerikan ordusuna hizmet vermek üzere kurulmuştu. Daha sonra diğer ağların gelişmesi ve büyümesi ile tamamen hizmet dışı kaldı.
ARROW KEYS: OK tuşları. Bilgisayar klavyesi üzerinde bulunan sağ, sol, yukarı, aşağı tuşları.
ARTIFICIAL INTELLIGENCE: Yapay zeka. Bilgisayarlarımızın insanlar gibi düşünmesi ve davranması için yapılan çalışmaların tümüne verilen isim.
ASCENDING ORDER: Bir verinin küçük değerden büyük değere doğru sıralanması. Sayılar 0'dan 9'a doğru, harfler A'dan Z'ye doğru sıralanır.
ASCII/American Standard Code for Information Interchange: Bu koda göre dünya çapında kullanılan hemen hemen tüm harf ve sembollere bir değer atanmıştır. Böylece farklı bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi yapılırken ortaya çıkması muhtemel karışıklıkların önüne geçilmesi hedeflenir.
ASP/Active Server Page: Bir tür programlama dili. Daha çok sunucu taraflı teknolojilerin kullanılmasına imkan sağlar. ASP ile yapılan ifadeler çalıştırılınca, sonuç çalıştıran kişiye HTML biçiminde gönderilir.
ASPECT RATIO: Bilgisayar üzerinde yapılan grafik işlemlerinde grafiğin yatay ve dikey ölçülerinin birbirlerine oranı. Bu oranın korunması grafiğin bozulmaması için önemlidir.
ASSEMBLER: Kurulu olduğu işletim sistemi üzerinde, işletim sisteminin doğrudan çalıştırabileceği programları üreten bir yazılım dilidir.
ASSIGN: Atama. Bilgisayar üzerinde bir alana veya değişkene değer atanması. örnek, Excel programında A1 hücresine istediğiniz bir değeri ASSIGN edebilirsiniz .
ASSOCIATE: ilişkilendirme. Bir dosya tipini bir program ile bağlama. örnek : *.avi dosyasını
Windows Media Player ile ilişkilendirebilirsiniz.
ASTERiSK: Yıldız şeklindeki simge. Bilgisayar üzerinde birçok işlevi vardır. Hesap makinesi, programlama, elektronik tablolarda kullanılır.
ATM (Asynchronous Transfer Mode ): Yüksek hız ve kalitede veri aktarımı için kullanılan teknoloji. Daha çok ses ve görüntü iletimi için kullanılır.
ATTRIBUTE: çeşitli programlarda, kullanılan kontroller için verilen parametrelerdir. Bazı parametrelere değişik karakterlerde değerler verilebilir. Bazıları ise olduğu gibi kullanılırlar.
AUDIO CARD: Ses kartı. Bilgisayar üzerinden ses dosyalarının dinlenebilmesi için gereken kart. Bu kartlar anakartın slotlarına takılı ya da anakart üzerinde de ( On Board ) olabilirler.
AUDIT TRAIL: Sistem içindeki kullanıcıların belli zaman içinde kullandıkları kaynakların ölçülmesi için bu kaynakların kayıtlarının tutulması işlemidir. örnek: Sistem içindeki kullanıcıların bilgisayarları üzerinde yaptıkları değişiklerin kayıtları tutulabilir.
AUP: Okuma ve yazma kafaları sabit olan sistemlerde, veri yazılan ve okunan ortamı harekete geçirmek için kullanılır.
AUTHENTICATION: Bilgisayar üzerindeki kullanıcı yetkilerinin doğrulanması işlemidir.
AUTHORING TOOL: Multimedya uygulamalarını hazırlamak için kullanılan yazılımlardır. Bu tür programlar, programlama bilmeyenler için büyük bir kolaylık sağlar.
AUTHORIZATION: Sistem yöneticisi , sisteme girebilecek kullanıcılara giriş izni ve kullanıcılara bağlı kullanım izni verebilir. Bu izin verme işine AUTHORIZATION denir.
AUTHORWARE: Multimedya gösteriler yaratmak için geliştirilmiş yazılım programları.
AUTOEXEC.BAT: Bilgisayarda bulunan bir dosya. Bu dosya bilgisayar ilk başlatıldığı zaman çalıştırılmak üzere içinde DOS komutları barındırır. Bu dosya içinde yer alan sistem komut yığını otomatik olarak çalıştırılıp ilgili gerekli ayarlamaları yapar.
AUTOMATION: Otomasyon. Bir işin bilgisayar ya da iş için gerekli olan cihazlar ile otomatik olarak yapılması.
AUTOREC SONER: Bilgisayarınızda ses kaydı yaparken, ses kaydının en yüksek kalitede kaydedilmesini sağlayan alıcı.
AUX: Müzik kaynağının bağlanabildiği bir bağlantı türü. Genellikle müzik seti ve videolarda kullanılır.
AUTO-ANSWER: Modemler için kullanılan bir özellik. Bilgisayarınızın başında olmadığınız zaman modemin gelen çağrıya cevap vermesi işlemidir.
AUTO-RUN: Bilgisayarın CD-ROM sürücüsüne yeni bir CD takıldığında, Windows işletim sistemi derhal harekete geçerek bunu inceler. Eğer CD üzerinde uygun yazılım varsa, o zaman Windows bu CD üzerindeki yazılımı kendiliğinden çalıştırır. Bunun olmasını sağlayan ve CD üzerindeki yazılımın bir parçası şeklinde tasarlanan küçük programa genellikle Auto-Run programı denir.
AUTO-SAVE: Otomatik Koruma. Bazı programların Auto-Save özelliği vardır. Bu özellik programın içinde bir dosya üzerinde çalışırken programın dosya üzerinde yaptığımız değişiklikleri belli aralıklarla otomatik olarak kaydetmesini sağlar.
AUTO-SELF TEST: Bilgisayarınız açıldığında hızla kendini gözden geçirir ve genel bir arıza kontrolü yapar. Bu şekilde hafıza modülleri ya da işlemci gibi hayati parçalarda önemli bir arıza olup olmadığını anlamaya çalışır, eğer arıza bulur ve açılmazsa o zaman sesli sinyalle bunu bildirir. Ancak bu özellik sadece bilgisayarınıza has değildir, faks ve baskı makinesi gibi cihazlarda da bu tür bir test uygulanır.
AUTO-START: Bu tür programlar genellikle bilgisayarın açılmasıyla beraber çalışmaya başlarlar. çok çeşitli türden olabilir ve farklı işler yapabilirler. Windows işletim sisteminde, bilgisayar açıldığında çalışmaya başlayan AUTO-START özelliği olan yazılımdır ve kullanıcının bunu değiştirmesi genellikle mümkün değildir.
AVC ( Automatic Volume Control ): Gelen ses üzerinde alçak ses sinyalinin büyüklüğüdür.
AVI ( Audio Video interleaved ): Video ve ses dosyası formatıdır. Dosya uzantısı .avi'dir. Windows işletim sistemi ile beraber gelen Media Player adlı program bu görüntü dosyasını oynatabilir.
AXiS: Tasarlayan kişi tarafından verilen grafik üzerindeki eksen. Yatay eksen X ekseni, düşey eksen Y ekseni olarak gösterilir.
BACK DOOR: Arka kapı. Sistem üzerinde programcının kendi kullanımı için bıraktığı aralık. Sistemin düzgün çalışmaması halinde, programcı bu yoldan sisteme girerek, sistem üzerinde müdahale yapabilir.
BACK END: Arka uç. Kullanıcı verilerinin girilmesinden sonra, saklanmak üzere yollanan ya da kullanıcının belli bir veriyi görmek istediğinde, bu verileri derleyip kullanıcı arabirimine yollayan yazılım parçasına verilen isim.
BACKBONE: Omurga. Bir ağın çeşitli bölgelerini birbirine bağlıyan ana kablo hattına verilen isim.
BACKGROUND: Arka plan. ışletim sistemi üzerinde kullanıcıdan veri almadan çalışan programlara veya işlere verilen ad. Bu programlar veya işler, bir sorun olmadıkça kullanıcı ile etkileşime girmezler.
BACKLIGHT CORRECTION: Video kameralarda objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.
BACKLIGHT: Arka aydınlatma. Dizüstü bilgisayarların ekran görüntüsünün daha kolay görünmesi için kullanılan teknoloji.
BACKSPACE KEY: çalışma noktasının solundaki karakteri silmek için kullanılan klavye tuşuna verilen isim. Genellikle yapılan yanlış karakter girişlerini düzeltmek için kullanılır.
BACKUP: Yedekleme. Bilgisayar üzerinde sakladığımız bilgileri bozulmalara karşı korumak için kopyalarının alınması işlemi.
BAD SECTOR: Sabitdisk veya disket üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen isim.
BANDWIDTH: Bant genişliği. Bir saniyede aktarılan bit sayısı olarak ifade edilir. Bant genişliği tüm sistemin hızını etkiler.
BAR CHART: Sunum grafiği çeşidi. Grafik üzerindeki değerlerin çubuklar yardımıyla belirtilmesidir.
BARCODE: ürün ambalajı üzerinde bulunan, siyah beyaz çizgilerden oluşmuş, ürün hakkındaki bilgileri içeren dizi. Barcode optik okuyucular sayesinde bilgisayar ortamına aktarılır.
BARKOVISION: Bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi yüksektir.
BASEBAND TRANSMISSION: Sistem üzerinde aynı anda sinyal veya veri göndermemizi sağlayan iletişim standardı. Yerel ağ ve bilgisayar arasındaki iletişimde bu yöntem kullanılır.
BASIC/Beginner's All-purpose Symbolic Instruction Code: Bir programlama dilidir. Günümüzde birçok programın yapımında kullanılmaktadır.
BATCH FILE: Birçok program veya komutun, kullanıcı müdahalesi olmadan çalıştırılması için kullanılan dosya türüdür.
BAUD: ıletişim hızını ölçmek için kullanılan değer. çok küçük değerler oldukları için genelde kullanılmazlar.
BAUND RATE: Bilgisayar sistemlerinde seri hatlar üzerindeki veri akış hızı birimi.
BAY: Bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabitdisk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen isim.
BBS/Bulletin Board System: Bilgisayar kullanıcılarının, modem ve telefon hattıyla bağlanarak, mesaj alışverişinde bulundukları sisteme verilen isim.
BCD/Backup Domain Server: Windows NT sistemlerde sistem üzerindeki bilgilerin bir kopyasının tutulduğu bilgisayar.
BENCHMARK: Donanım veya yazılımların performanslarını ölçmek için kullanılan testlere verilen isim.
BINARY: ıkili sayı sistemine denir. Genelde bilgisayar sistemlerinde kullanılan 0 ve 1 rakamlarından oluşur.
BINARY FILE: ıkili düzen ile oluşturulmuş dosya türü. Sadece 0 ve 1'lerden oluşan dizinleri içerir.
BINHEX: ASCII olmayan dosyaları, ASCII formatına çevirmek için kullanılan metot.
BIOS/Basic Input Output System: Anakartın üzerinde microişlemci tarafından çalıştırılan yazılım. Bu yazılım, sistemin çalışmaya başlamasını sağlar.
BIT/Binary Digit: Binary rakamlarından biri. Bir bit 0 ya da 1 değerini taşır.
BITMAP: Grafik görüntüleme yöntemidir. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimi.
BITNET: ınternet ağından bağımsız, sadece eğitim kurumlarına özel bir ağ çeşidi.
BLEND: Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine vb. geçiş metodudur.
BLOCK: Veri transferinde hızı artırmak için verinin belli bölümlere ayrılması işlemine verilen ad. Bir grup bilgi, sabit uzunluklarda bloklara ayrılır. Bu bloklar teker teker gönderilir.
BMP: Bitmap grafik dosyalarının türü ve uzantısı.
BNC: Bir konnektör tipidir. Bilgisayarları ağlara bağlamak için kullanılır.
BODY: HTML sayfaları üzerindeki kodları bulunduran başlık ile son arasındaki bölüme denir.
BOLDFACE: Kelime işlem yazılımlarında, metnin diğer bölümlerden koyu ve kalın görünen bölümüne verilen isim.
BOOLEAN EXPRESSION: Doğru veya yanlış olarak değer alan bir ifade türüdür. 1+1=2 ifadesi doğrudur. Bu ifade bir boolean ifadedir.
BOOLEAN LOGIC: Değerlerin doğru veya yanlış olarak düşünüldüğü mantık türüdür. Bilgisayar sistemlerinde 0'lar yanlış, 1'ler doğru olarak ifade edilir.
BOOLEAN OPERATOR: Boolean ifadesini oluşturmak için kullanılan operatörlerdir. AND, OR, XOR, NOR, NOT olmak üzere toplam beş operatör vardır.
BOOT: Bilgisayarınızı çalıştırmak için yüklenen yazılıma verilen isim. Bu yazılımlar genellikle işletim sistemleridir.
BOOT SECTOR: Sabitdisklerin ve disketlerin sistem bilgileri kısmına boot sector adı verilir. Bu kısımda bulunan sistem bilgileri, bilgisayarın sözü edilen disk ya da disketleri kullanabilmesi için gereken bazı temel verilerden oluşurlar. Bilgisayar her açılışında, bu kısımda bulunan bilgileri okuyarak düzgün çalışabilmek için ihtiyaç duyduğu temel verilere sahip olur.
BOOTABLE DISK: ışletim sisteminin düzgün olarak çalıştırılabilmesi amacıyla hazırlanmış özel bir başlangıç diskidir.
BOUNCE: Gönderilen bir elektronik postanın teslimatta hata ile karşılaşıp bir kısmının geri dönmesi işlemine verilen isim.
BOX: Bilgisayarımızın ekranında gördüğümüz bir yazılımın veya bir işlevin çerçevelenmiş olarak görünen alanı. Kutular genelde bir hata veya bir uyarı mesajı içerirler.
BPS/Bits Per Second: Veri transfer hızını ölçmek için kullanılan birimdir. örneğin 28.000 bps hızla çalışan modem saniyede 28.000 bit gönderiyor demektir.
BREAK KEY: Klavye tuşu. DOS ortamında kontrol tuşu ile birlikte basıldığında, çalışan programı keser. Her program, bu tuş bileşkesine yanıt vermeyebilir.
BROADBAND ISDN: Fiber optik telefon hatları üzerinden ses, video görüntü ve bilgileri aynı anda göndermeye yarayan iletişim standardıdır.
BROADBAND TRANSMISSION: Birden fazla kanal üzerinden bilgi göndermek için kullanılan yöntemdir. Kablo TV bu yöntem ile çalışır.
BROADCAST: Ağ üzerindeki bilgisayarın çevresini tanımak ve haberdar olmak için yaydığı sinyaller bütünü. Bilgisayarlar ilk ağa girişlerinde broadcast yaparlar.
BROWSE: Bilgisayar içindeki bilgilerin görüntüleme yöntemidir. Birçok veritabanı yazılımı, bilgilerin sadece gözle izlenebilmesini sağlayan bu olanağı kullanıcılara sunar.
BUFFER: Geçici saklama alanına verilen ad. Bu alan genellikle RAM üzerinde ayrılır ve dosya kopyalama yaparken kullanılır.
BUG: Bir yazılım veya donanımda meydana gelen hata ya da sorun.
BUILT-IN: Yazılımların kullanıcılar tarafından kullanılmasını sağlayan özelliklere verilen ad.
BUNDLE: Bundle terimi, bilgisayar pazarında rekabet edebilmek amacıyla geliştirilen bir satış tekniğine verilen isimdir. Bu teknikte büyük bir malın yanına müşterinin ilgisini çekecek daha küçük bir ürün bedava olarak katılır.
BUS: Veri yolu. Bilgisayar içindeki verilerin aktarıldığı yola verilen isimdir.
BYTE: Sekiz bit'ten oluşan bir saklama birimidir. Tek bir harfi saklamak için gerekli olan
CA/CG : Computer Animation Computer Graphics için ıngilizce'sinden kısaltma.
CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır.Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler. CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir.Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CD-ROM Sürücünün Denetlenmesi: Bilgisayar bir CD sürücüsünü kontrol ederek, bir CD' deki depolanmış müziği okutabilir.
CD-Audio: Müzik CD'lerinin yayımlandığı medyadır ve tüm CD okuyucularında çalışabilme özelliğine sahiptir. CD-Audio'nun bilgi kayıt formatı Kırmızı Kitap adı verilen teknik spesifikasyonla standartlaştırılmıştır.
CDD: Işığı hassas bir elektronik levha veya kamera çeşidi.
CDI (intevaktive): ıçinde müzik, grafik, ve videoyu etkileşimli bir şekilde bulundurabilen bir CD formatıdır. Sadece CDI formatını okuyabilen cihazlar mevcuttur. Bilgisayar ortamında CDI oynatmak için ek bir yazılım gerekmektedir.
CD-I: CD-Interactive, tüketici pazarına yönelik üretilen ve televizyonla birlikte kullanılan bir CD çalar aygıtı için geliştirilmiş bir formattır. üzerine 19 saatlik mono ses, veya 72 dakikalık tam ekran video veya 5000 adet fotoğraf kaydedilebilmektedir. Bunların farklı oranlarda kombinasyonları mümkündür.Tüm detayları Yeşil kitapla standartlaşmıştır. CD-I okuyucunun diğer okuyuculardan temel farklılığı kullanımı için yalnızca bir TV'nin yeterli olmasıdır. Okuyucu, uzaktan kumanda bir fare, veya kablolu bir fare ile kullanılmaktadır. Ayrıca, tüm CD-Audio disklerini de okuyabilmektedir.
CD-XA: Bu format Sony'nin getirdiği bir standart olup fazla yaygınlık kazanmamıştır. Temelde CD-ROM formatının daha iyi görsel bilgi aktarabilmesi için geliştirilmiş bir ara çözümdür. Yine bilgisayarlara takılan özel bir okuyucu tarafından okunabilmektedir. Bilgi kayıt formatı Sarı kitapta standartlaştırılmıştır.
CD-Bridge: En yaygın kullanımında olan CD-ROM formatı ile yeni gelmesine rağmen hızla yaygınlaşan CD-I formatlarının bir anlamıyla bileşiminden çıkan bir formattır. Bu formatta kayıt yapılan disk hem CD-I okuyucuda hem de CD-ROM okuyucuda kullanılabilmektedir.Daha fazla, yazılım üreticilerinin yeni gelişen pazarlara CD-ROM ürünlerini aktarmaları için geliştirilmiştir.özel bir okuyucusu yoktur.
CD TERMıNOLOJıSı: CD'ler multimedya programlarının en yaygın kayıt ve kullanım ortamı haline gelmektedir. Bu gelişmenin nedeni, CD'lerin geniş hafıza kapasitesinden kaynaklanmaktadır. Bir CD, 650 MB hafıza kapasitesiyle 450 adet 1.4 MB hafızalı bilgisayar disketine eşdeğerdir. Bu özellikleriyle CD'ler doğal olarak bol miktarda hafıza gerektiren görsel işitsel veriler için en uygun ortamı sağlamaktadır.
Cel: Bir animasyon içindeki tek bir çizim veya çerçeve.
Cel Animation: Bir görüntünün ufak kısımlarının animasyonu.
PC Tools: PC Tools, temel disk yönetimi, dosya işlemleri gibi alanlarda, işletim sistemi tasarımcılarının unuttuğu işlevleri kullanıcılara erişilebilir kılan kullanışlı bir yazılım.
CGA (Color Graphics Adapter) : 320x200 çözünürlükte 4 renk gösterebilir.
CGA: IBM PC'leri ve eş değerde cihazlar için konulan ilk video interface standardı
CGI: Bir Web hizmet birimi üzerinde arka planda çalışan uygulamalar yazan programcılar için bir arabirim.
CGI: Web tarayıcılarının Web Hizmetçileri ile iletişim kurmasını sağlayan arabirimdir. Web taraycıları CGI aracılığıyla, HTML içindeki formları ve döküman kaynaklı sorgulayıcıları Web hizmetçilerinin anlayabileceği hale sokarlar.
Channel (Kanal): Bir ağdaki iki yer arasında, belirli iletim hızına sahip bir iletişim hattı.
Character (karakter) : Bilgisayar tarafınrdan yazılıp okunabilen ve depolanan herhangi bir tek alfabetik, nümerik, noktalama veya değer işaretlerinden biri.
Chat: Gerçek zamanlı görüşmeyi tanımlamak için kullanılan bir terimdir. IRC, WebChat, gibi bir arabirim.
Check: CD player'de yapılan programın kontrol edilmesi.
Checksum: Sağlama toplamıBir veri paketinin içeriğinden yararlanarak hesaplanan değer. Bu değer paketle beraber aktarılır, alıcı sistem aldığı verilerden yararlanarak bu değeri yeniden hesaplar ve paketle gelen değerler karşılaştırır. ıki değer aynıysa alıcı veriyi hatasız olarak aldığından emin olur.
Chip : ınce kesilmiş silisyum dilimi.
Chroma: Video sinyalinde ölçülen, hue'lerin miktarları ve izafi parlaklıkları. Bu sinyal olmaksızın alınan video görüntüsü siyah-beyaz olurdu.
Chromakey: Video görüntülerini ikinci bir video kaynağındaki seçilmiş bir renk üzerine bir özel efekt yaratıcı sistemi veya bilgisayar kullanarak geçirmek.
CLICKABLE MAP: HTML'nin bu özelliğini kullanarak bir resmin değişik yerlerine tıklandığında kullanıcıyı bambaşka adreslere taşımasını sağlayabilirsiniz.
CLIENT: Internet üzerindeki bir sunucuya bağlanmış olan "istemci" makinaya "aclient" ismi verilir.
Client: KullanıcıBir başka bilgisayar sistemini ya da programın hizmetini talep eden bilgisayar sistemi ya da programa verilen ad. Dosya dağıtıcısından (file server) herhangi bir dosyanın içeriğini isteyen diğer bilgisayar o dağıtıcının kullanıcısıdır. kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model), hizmet birimi (server).
Client-server model: Kullanıcı-dağıtıcı modeliBir çok iletişim ağı protokolünün çalışma şeklini tanımlayan bir model. Bu modelde aynı ağ üzerinde bir dağıtıcı program (server), ve bu dağıtıcıdan bilgi talebinde bulunan kullanıcı programları (client) vardır. örneğin bir çok yerel iletişim ağlarında bir dosya dağıtıcısı (file server) ve ondan gerektiğinde dosya talep eden kullanıcılar (client) vardır. Bu modelin en büyük avantajı işlem yükünün makineler arasında paylaşılmalıdır. kullanıcı (client), dağıtıcı (server), anasistem-terminal modeli.
Client: Bir ağ servisini kullanan kullanıcı veya kullanıcıya hizmet eden program.
Clock : Saat sinyali.
CMS (Color Management System): Renk Yönetim Sistemi. Ekranların RGB, ofset baskı tekniğinin CMYK olmasından dolayı meydana gelen renk kayıplarını gidermek için kullanılan renk yönetim programları. EfiColor, KPCMS gibi..
CMYK: Cyan, Magenta, Yellow, Black renklerinden oluşan ve ofset baskı tekniğinde kullanılan renk dünyası. CMYK'da renkler birleştikçe (üstüste geldikçe) koyulaşır. Bu yüzden Subractive Colour (çıkarılan Renkler) olarak isimlendirilir.
COAXıAL : Dış ortamdaki parazit gürültülerden etkilenmeyen dışı örgülü 75 W Ohm'luk kablo cinsi ve standardı.
COBOL: Komplike iş uygulamaları ile ilgili program yazmaya uygun bilgisayar programlama dili. COBOL, US savunma bakanlığı kuruluşu olan CODASYL ile çeşitli bilgisayar imalatçıları ve bilgi işlem cihazları kullanıcıları tarafından geliştirilmiştir.
Code (kod): 1- Bilgisayar sistemleri için talimat yazmak.2- Uygun tabloya göre bilgilerin sınıflandırılması3- Makine dilini kullanmak.4- Program yapmak.
Colorization (Renklendirme): Siyah - beyaz bir görüntüye renk katmak veya renkli bir görüntünün rengini değiştirmek.
Colour Bars: Herhangi bir video cihazı içindeki renk dengesini ayarlayan standart renk tablosu
Column Chart: Dikey kolonlardan oluşan bir tablo.
Command (komut) : Bilgisayara başlamasını, durmasını veya devam etmesini söyleyen bir pals, sinyal, kelime veya harf dizisi. Command, çok sık olarak instruction (talimat) ile karıştırılır.
Command ınterpreter : Komut Analizörü.Bir Turbo DOS'ta komutu inceleyip de yapması gerektiğini saptayan bölüm S.R. Ranganathan tarafından geliştirilmiş yüzeysel bir sınıflandırma düzeni.
Communication Link (ıletişim Hattı): ıki kullanıcıyı birbirine bağlayan donanım ve yazılımdan oluşan sistem.
Compact disc: Kompakt disk Laser ile okunan ses ve görüntü disklerdir. Yapımı foğtoğraf filimlerinin basımına benzemektedir. önce müziğin üzerine işlendiği bir uzman disk hazırlanır. Bu diskten negatif çıkarılır ve negatife göre seri disk imaline geçilir. Laser disk üzerine depolanmış dijital müzik bilgilerini okur. Disk yüzeyinde yaklaşık olarak 5 milyar nokta bulunur. Her nokta sesin dijital bir sinyalini temsil eder. Bir saniyed 44 bin 100 nokta okunur. Böylece analog ses okuma sistemlerinin avantajları yakaklanmış olur. Disk yüzeyinde mekanik bir temas olmadığndan aşınma da olmaz. Diske müzik kaydetmek için yüksek güçlü bir laser kullanılır. Okunma sırasında düşük güçlü laser kaynağı eterli olmaktadıdr. Disk üzerindeki izlerin toplam uzunluğu 2.5mil kadardır. ız genişliği ise 0.5 mikrondur.Comparator Karşılaştırıcı
Compiler : Derleyici.
Compiler : Herhangi bir programlama dili ile yazılmış bir bilgisayar programını, bilgisayarın kendi diline çeviren program (Derleme)
Composite (Kompozit): Yayın amacı ile üç ayrı renk sinyali (kırmızı, yeşil ve mavi) artı zamanlama ve senkronizasyon sinyallerini hava dalgaları veya tek bir kablo yoluyla nakledilebilir. bir kompozit içine kombine edilebilmesi. Kompozit videolar ve televizyon setlerinde VCR'lerde ve diğer alt fiyat grubundaki video techizatında kullanırlar.
Composite Sync: Yatay ve dikey scan kontrolleri olan toplu bir senkronizasyon sistemi.
Compression/Decompression: Depolama ve iletişim araçlarının taşıyabileceğinden daha fazla bilgiyi saklamamızı ya da iletmemizi sağlayan sıkıştırma ve açma yöntemidir.
COMPUSERVE: Compuserve'de America On Line gibi, dünyanın en büyük on-line servislerinden biridir. Aradaki fark Compuserve'ün daha çok iş dünyasına yönelik olmasıdır. Compuserve'den Internet'in birçok servisine metin-tabanlı bağlanabilirsiniz. Compuserve aynı zamanda Spry Inc firmasının da sahibidir. Bu yüzden Spry Inc'e ait olan Mosaic web tarayıcısının promosyonlarını gerçekleştirmektedir. Compuserve, yakında kendisi dışında Internet'e ayrı bir tarayıcıyla bağlanmak istemeyenler için Microsoft Internet tarayıcısının özel bir sürümünü destekleyecektir. Compuserve hakkında Internet üzerinden bilgi almak için http//www.compuserve.com ve http//www.spry.com adreslerine bağlanabilirsiniz.
Compuskip: Banttan bulunduğu durumdan ileride veya geride belli sayıda seçilmiş konumu arayıp bulan sistem.
Computer Simulation: Bir bilgisayar programı içindeki fiziksel işlemlerin simülasyonu
CONFERECING (KONFERANS): Web üzerinde, iki ya da daha fazla bilgisayar aracılığıyla, yüzyüze, görsel ve sesli iletişimdir. Günümüzde hatların elverişsiz olması nedeniyle eş-zamanlı bir görüşme sağlamak olanaksızdır. Web'ler bu tip iletişimi sağlamak açısından BBS'lerden daha elverişlidir. http//webnotes.ostech.com adresinde bu konu hakkında bir demo bulabilirsiniz.
Configuration (konfigürasyon) : Hardware için, sistemi oluşturan bir grup araç. (device) software için toplam software grubunun arasında kurulan ilişki.
Configuration: Bir bilgisayar sisteminin dizaynı cihazların birbirine uyumunu sağlayan arajman işlemi.
Congestion: TıkanıklıkVeri iletişim ağının kapasitesinden fazla yüklenmesi sonucu oluşan durum.Connection (Bağlantı)Bir noktadan diğer bir noktaya adanmış veya anahtarlanmış iletişim yolu.
Continue: CD player'de seçilmemiş bölümlerin çalınmasına devam edilmesini sağlayan özellik.
Contrast (Kontras): Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranının farkı.
Contrast Ratio (Kontras Oranı): Bir görüntünün mümkün olan en parlak bölgesinin, mümkün olan en karanlık bölgesine olan parlaklık oranı.
Contrast: Bir görüntünün beyaz bölgelerinin siyah bölgelere oranla ne denli parlak olduğu
Control unit : Bilgisayarda işlemleri organize ve kontrol eden bölüm.
Controller : Bir işlem veya makinenin işlemini kontrol eden aygıt.
Coprocessor : Mikroişlemci ile birlikte çalıştırılan ve mikro işlemcinin özel bazı hesaplamalarını daha hızlı yapabilmesini sağlayan mikroişlemci cihazı.
CorelIDRAW 7.0: Eski yavaşlığını yenerek karşımıza çıkan Coreldraw 7.0, vektör grafiğe dayalı, metin işleme olanakları ve 22.000 ClipArt, 825 tane font ve 100 tane High-Resolution olanakları ile beğeni kazanan bir program.
Counter: Sayaç. Mekanik ya da elektronik olarak çalışır. Kafa önünden geçen band uzunluğunu inç cinsinden verir.
CPU: Central Processing Unit. Merkezi ışlem Birimi. Bilgisayarın işlemlerinin yapıldığı ve transistörlerin bulunduğu küçük çip.
Cracker: Sistem kırıcıSistem kırıcı yetkisi olmayan bilgisayar sistemlerine girmeye çalışan kişilere verilen isimdir. Bu kişiler bilgisayar hastalarının (hackers) tersine kötü niyetlidir ve kırdıkları sistemlerden bir çok menfaat elde ederler. bilgisayar hastası (hacker), Truva atı (Trojan Horse), virüs (virus), solucan (worm). vb.
Cracker: Sisteme giriş yetkisi olmayan sistem kırıcı kişilere verilen isim. Hacker'ların tersine kötü niyetli kişiler olup, menfaat elde etme amacı güderler.
Crawis: Ekranda gözüken credit'lerin veya diğer grafik malzeimelerinin haraketleri
Cursor (imleç) : Bilgisayar ekranında göz kırpan çizgi veya kutu. Bir sonraki data girişinin nereye yapılacağını gösteren işaret.
Cut: Bir yapım içinde bir sekans ile diğer bir sekans arasında ani bir geçiş aynı zamanda bir video edit'i için de kullanılır (kesme).
CWIS: Campus Wide Information system
Cyan : Camgöbeği rengi.
Cyberspace (Siberuzay): ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson tarafından Neuromancer isimli romanında kullanılan terimdir. Bilgisayarlardan oluşan ve toplumun bu bilgisayarların etrafında oluştuğu bir dünyayı ifade etmektedir. ılk kez ünlü bilim kurgu yazarı William Gibson'un "Neuromancer" adlı romanında kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin, insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge
A+: Bilgisayar sektöründe geçerli bir sertifika. Sertifikayı alabilmek için belirli bir sınavın geçilmesi zorunludur. Sınav yazılım ve donanım olmak üzere iki bölümden oluşur. Başarılı olunursa Microsoft' un ki gibi bir sertifika verilir. Bu sertifikanın birçok sektörde geçerliliği vardır.
A/UX: Apple Macintosh'lar için geliştirilmiş bir Unix işletim sistemi.
ABACUS: üzerinde bir çubuğa sıralanmış, sağa sola kaydırılabilen toplar bulunan hesap makinesinin temeli sayılan bir alet. Kendi başına hesap yapmasa da sayılan sayıları insanlara hatırlatarak hesaplamaya yardımcı olur.
ABORT: işletim sistemi üzerinde program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulması. Sonuç olarak program ya da işletim sistemi bir hata mesajı verir. Hata mesajının üzerinde devam, programı kapat seçenekleri vardır.
ACCELERATOR BOARD: Bilgisayarınızı hızlandırmak için takılan kart. Bu kartların işlevi, bilgisayarın CPU'sunun üzerindeki bazı işleri alıp kendi üzerlerinde çalıştırmasıdır. Böylece CPU'nun yükünü hafifletip bilgisayarınızın performansını arttırırlar.
ACCESS: Bir bilgiye, belleğe, diske, CD-ROM'a vb. erişmek.
ACCESS CODE: Erişim kodu. (şifre)
ACCESS TIME: Erişim için geçen zaman.
ACCESS POINT: WAN'larda telsiz sinyallerinin güçlendirilmesi ve paylaştırılması için kullanılan bir araçtır. Kablolu LAN'larda HUB'lara benzer biçimde, ACCESS POINT'ler de, veri paketlerinin telsiz ağlarda paylaşımını sağlar. Access Point'ler sinyalleri güçlendiren ve daha uzak mesafelere ulaştırılmasını sağlayan Repeater görevini de görür.
ACCESS PRIVILEGES: Giriş izni. Bilgisayar üzerindeki dosyalara giriş ve dosyalar üzerinde değişiklik yapmak için kullanıcılara tanımlanan haktır.
ACCOUNT: Hesap. işletim sistemlerinde bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve giriş şifresidir. Ayrıca kişinin erişim hakları ve kullanım ile ilgili diğer bilgilerinin kaydedilmesi için de kullanılabilir.
ACLS (Access Control Lists): Geçiş kontrol listeleri. Ağ üzerinden transfer edilen verilerin kimden geldiği, kime gideceği ve verinin büyüklüğü gibi kriterlerinin tutulduğu listedir.
ACRONYM: Kısaltma. özel isimlerin kısaltılması baş harflerini birleştirerek yapılır. örnek: ACLS (Access Control List)
ACTIVE: Aktif. işletim sistemlerimizin üzerinde kullanımda olan programların ve dosyaların durumlarını belirtmek için kullanılır. örnek: ICQ programı açık ve kullanılıyorsa o anda ICQ programı aktif demektir.
ACTIVE MATRiX: Sıvı kristal ekran teknolojisi. Genellikle taşınabilir bilgisayarların ekranlarında kullanılan teknolojidir.
ACTIVE-X: Microsoft firmasının hazırladığı işletim sistemlerinde Java dili gibi internet üzerinde çalışan programlar hazırlamak için kullanılan gelişmiş bir program geliştirme dilidir.
@ (AT iŞARETi): Bu işaret klavyede Q tuşu ( F klavyede F tuşu) ve ALT GR tuşlarına birlikte basılarak yazılır. En yaygın kullanıldığı yer e-mail adresleridir, kullanıcı ve elektronik postanın gideceği posta sunucusunun adlarının birbirinden ayrılmasına yarar. örnek; yardim( at )chip.com.tr
ADA: Amerika Birleşik Devleti Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilmiş eski bir programlama dilidir.
ADAPTER: Uyum sağlamayan iki bağlantı çeşidi ya da cihazı birbirine bağlanmak için gerekli olan ara cihazdır.
ADC (Analog Digital Convertor): Gelen anolog sinyalleri alarak dijital sinyallere çeviren cihazdır.
ADD-IN: işletim sistemine veya işletim sistemi üzerinde çalışan bir programa eklenebilen yardımcı programlara verilen isimdir.
ADD-ON: işletim sistemi veya işletim sistemi üzerinde çalışan programların özelliğini arttırmak için, bilgisayar üzerine kurulan programlara verilen isimdir.
ADDRESS: Ulaşılmak istenen bilgi, bölüm, kayıtın bulunduğu yeri ifade eder . internet üzerinde üç farklı adres kullanılır: e-posta adresi, mac adresi, ip ya da internet adresi.
ADMINISTRATIVE DOMAIN: Yönetsel alan. Tek bir kişi, birim, sistem tarafından yönetilen alandır.
ADMINISTRATOR: Sistem yöneticisine verilen ad. Sistem birçok makineden oluşturulmuş bir ağ veya tek bir makine üzerinde olabilir. ADMINISTRATOR sistemin geliştirilmesi ve sorunların çözümünden sorumlu kimsedir.
ADN/Advanced Digital Network: 56 Kbps leased-line lar için kullanılan bir ağ çeşididir.
ADS/AUTOMATIC DRIVER SIGNING: Otomatik Sürücü Atlama. Windows tabanlı işletim sistemlerinde başlangıçta bilgisayar kilitlenmesi yaşanan durumlarda kilitlenmenin sebeplerini belirler. Bu sebepleri işaretleyerek bir sonraki başlangıçta sorunları atlanmasını sağlar.
ADSL/Asymmetric Digital Subscriber Line: Asimetrik Sayısal Abone Hattı. Standart telefon hatlarını kullanarak yapılan dijital haberleşme teknolojisi. Servis kalitesi merkeze olan uzaklığa göre deyişim gösterir. Bu tip hatlarda download ve upload hızı farklı olabilir.
ADVENTURE: Macera oyunlarına verilen isimdir.
AF/Auto Focus: Bu özellik kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanması için kullanılır.
AGENT: internet üzerinden istediğiniz bilgileri otomatik olarak toplayabilen bir programdır. Bilgisayar başında olmanıza gerek kalmadan sizin yerinize bilgileri toplar.
AGGREGATE: Toplu işlem. işletim sistemlerimiz veya programlarımız üzerinde tek bir değerle değil bir grup değer üzerinde çalışan işlemlerdir.
AGP/Accelerated Graphics Port: üç boyutlu grafik kartlarından daha fazla verim alınması için Anakart firmaları tarafından üretilen bir bağlantı birimidir.
AIX: Unix tabanlı bir işletim sistemi.
ALDUS PAGEMARKER: Masaüstü yayıncılık programlarından biri. Bu programla oluşturduğunuz grafikler üzerinde kolayca değişiklik yapabilirsiniz.
ALGORITHM: Bilgisayarınız üzerinde sorunları çözmek için belirlenmiş kurallar ve işlemler topluluğuna verilen isim.
ALIAS: Takma isim. Uzun ve hatırlaması zor isimler yerine kısa ve hatırlaması kolay isimler tanımlamak.
ALIASING: Bilgisayar ekranında gördüğümüz çizgiler, eğriler ve simgelerin kenarlarının tırtıklı gözükmesine ALIASING denir. Ekran çözünürlüğünü yükselttikçe bu bozulmalar azalır.
ALLOCATE: Bir bilgisayar üzerinde RAM ve sabit diskin tamamını veya bir bölümünü ileride kullanmak için ayırmak. Genelde programlar bu işlemi kullanırlar.
ALIGNMENT: Kelime işlem ya da masaüstü yayıncılık programlarında metnin kenarlara yanaşık olma durumunu belirler. Sağa, sola yanaşık veya ortalanmış olabilir.
ALPHA: Dijital firması tarafından üretilen 64bit bir işlemci türüdür.
ALPHANUMERiC: Rakam, kelime ve özel sembollerden oluşmuş karakter topluluğu.
ALT KEY: PC'lerde kullanılır. Alt key tuşu başka bir tuşla birlikte basıldığında programların özelliğine göre değişik işlevler görür.
AMD: Intel'in ardından dünyanın büyük ikinci PC işlemci üretici firmasıdır.
AMiGA: Commodore firması tarafından üretilen genelde oyun amaçlı kullanılan bilgisayar. Günümüz standartlarının altında bir bilgisayar.
ANALOG: Devamlı değişken bir akış halinde bulunan verilere "analog" adı verilir. Bilgisayarlar doğrudan analog veriyi işleyemezler, gelen analog verileri dijitale çeviren arabirimlerin kullanılması gerekir.
ANCHOR: HTML dosyalarının içinden başka bir sayfaya ya da başka bir bölgeye geçmek için kullanılır. Altı çizgili mavi metin şeklinde görüntülenir.
ANIMATION: Kullanıcının ilgisini belli bir yöne yöneltmek için yapılmış, grafiklerin belirli bir düzene göre canlandırılması işlemi .
ANNOTATION: Doküman üzerine, dokümana zarar vermeden eklenen not. Bu notlar doküman hakkında bilgi vermek için koyulabilirler.
ANSI/AMERiCAN NATIONAL SKYLINE INDUSTRIES: Amerika Ulusal Standart Enstitüsü. Bilgisayar ve iletişim gibi birçok alanda A.B.D. standartlarını belirleyen kurum. Bu standartlar ANSI standartları olarak da bilinir.
ANTI ALIASING: 3D grafik kartlarında grafik işleme tekniklerinden birine verilen isimdir. özellikle gelişmiş üç boyutlu oyunlar gibi yüksek grafik detay seviyesine sahip programlarda sıkça kullanılan bu yöntem, ekranda beliren görüntünün daha doğal olması amacıyla geliştirilmiştir.
ANTi GLARE SCREEN: Bilgisayar ekranlarının çevreden aldıkları ışığı yansıtmasını önlemek için kullanılan yansıma önleyici bir filtredir.
ANTi RADIATION SHIELD: Bilgisayar ekranlarının yaydığı elektromanyetik dalgalardan korunmak için filtredir.
ANTi ViRüS PROGRAM: Bilgisayarı virüs denen zararlı programlara karşı korumak için üretilmiş yazılımlardır. Bu programlar diskinizi tarayarak virüsten etkilenmiş olan dosyalarınızı bulurlar. Daha sonra bunları ya tamamen silerek ya da eski sağlam hallerine döndürerek sistemi virüsten arındırırlar.
ANY KEY: Bilgisayarın klavyesi üzerindeki herhangi bir tuş.
API/Application Programming Interface: Bir programın diğer program ve işletim sistemleri ile etkileşimini sağlayan arabirim. En çok kullanılan WIN32 API'sidir.
APP: Bkz. Application.
APPEND: Metin belgelerinin birbirleri sonuna eklenmesi işlemidir.
APPLE MACINTOSH: Apple firması tarafından geliştirilmiş bir tür bilgisayardır, aynı zamanda MAC olarak da adlandırılır. Bu bilgisayarlar çok yaygın olarak kullanılan PC türü cihazlarla uyumlu değildir ve kendilerine has yazılımları vardır.
APPLET: internette HTML sayfası içine yerleştirilmiş küçük JAVA programlarıdır.
APPLETALK: Apple bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak için yapılmış bir protokol.
APPLICATION: Bilgisayar üzerinde yapılan uygulamalara verilen isimdir.
APPLICATION LAYER: Uygulama katmanıdır. Bu katman OSI/Open Systems Interconnection modeline göre yedinci katmandır. E-mail ve dosya transferi gibi işlemlerde otomatik olarak kullanılır.
APPLICATION SERVER: Uygulama sunucusu. Uygulamaları ağa bağlı diğer istemcilerin kullanımına sunan sunucudur.
ARCHITECTURE: Bilgisayarlar ve ağlarda genel yapıyı, elektronik bileşenleri, bilgisayarın iç yapısı ve işletim sistemlerini belirler.
ARCHIE: istediğiniz bilgileri internet üzerinde arayıp bulan ve bu bilgileri düzenleyen bir program. Eskiden sadece ftp arşivlerini tarayabilen Archie şimdi tüm internette arama yapabiliyor.
ARCNET: Bir ağ tipi. Bu ağ içinde en fazla saniyede 2,5 Megabit hıza ulaşılabilir. Günümüz teknolojisine göre yavaş bir ağ tipidir.
ARGUMENT: Argüman. işletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da isim.
ARP/Address Resoluion Protokol: internet ve ağ üzerinde göndermek istediğimiz paketlerin IP adreslerine doğru dağıtılmasını sağlayan bir iletişim protokolüdür.
ARPANET: internetin temeli sayılabilecek dünyanın ilk ağının ismi. ilk olarak Amerikan ordusuna hizmet vermek üzere kurulmuştu. Daha sonra diğer ağların gelişmesi ve büyümesi ile tamamen hizmet dışı kaldı.
ARROW KEYS: OK tuşları. Bilgisayar klavyesi üzerinde bulunan sağ, sol, yukarı, aşağı tuşları.
ARTIFICIAL INTELLIGENCE: Yapay zeka. Bilgisayarlarımızın insanlar gibi düşünmesi ve davranması için yapılan çalışmaların tümüne verilen isim.
ASCENDING ORDER: Bir verinin küçük değerden büyük değere doğru sıralanması. Sayılar 0'dan 9'a doğru, harfler A'dan Z'ye doğru sıralanır.
ASCII/American Standard Code for Information Interchange: Bu koda göre dünya çapında kullanılan hemen hemen tüm harf ve sembollere bir değer atanmıştır. Böylece farklı bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi yapılırken ortaya çıkması muhtemel karışıklıkların önüne geçilmesi hedeflenir.
ASP/Active Server Page: Bir tür programlama dili. Daha çok sunucu taraflı teknolojilerin kullanılmasına imkan sağlar. ASP ile yapılan ifadeler çalıştırılınca, sonuç çalıştıran kişiye HTML biçiminde gönderilir.
ASPECT RATIO: Bilgisayar üzerinde yapılan grafik işlemlerinde grafiğin yatay ve dikey ölçülerinin birbirlerine oranı. Bu oranın korunması grafiğin bozulmaması için önemlidir.
ASSEMBLER: Kurulu olduğu işletim sistemi üzerinde, işletim sisteminin doğrudan çalıştırabileceği programları üreten bir yazılım dilidir.
ASSIGN: Atama. Bilgisayar üzerinde bir alana veya değişkene değer atanması. örnek, Excel programında A1 hücresine istediğiniz bir değeri ASSIGN edebilirsiniz .
ASSOCIATE: ilişkilendirme. Bir dosya tipini bir program ile bağlama. örnek : *.avi dosyasını
Windows Media Player ile ilişkilendirebilirsiniz.
ASTERiSK: Yıldız şeklindeki simge. Bilgisayar üzerinde birçok işlevi vardır. Hesap makinesi, programlama, elektronik tablolarda kullanılır.
ATM (Asynchronous Transfer Mode ): Yüksek hız ve kalitede veri aktarımı için kullanılan teknoloji. Daha çok ses ve görüntü iletimi için kullanılır.
ATTRIBUTE: çeşitli programlarda, kullanılan kontroller için verilen parametrelerdir. Bazı parametrelere değişik karakterlerde değerler verilebilir. Bazıları ise olduğu gibi kullanılırlar.
AUDIO CARD: Ses kartı. Bilgisayar üzerinden ses dosyalarının dinlenebilmesi için gereken kart. Bu kartlar anakartın slotlarına takılı ya da anakart üzerinde de ( On Board ) olabilirler.
AUDIT TRAIL: Sistem içindeki kullanıcıların belli zaman içinde kullandıkları kaynakların ölçülmesi için bu kaynakların kayıtlarının tutulması işlemidir. örnek: Sistem içindeki kullanıcıların bilgisayarları üzerinde yaptıkları değişiklerin kayıtları tutulabilir.
AUP: Okuma ve yazma kafaları sabit olan sistemlerde, veri yazılan ve okunan ortamı harekete geçirmek için kullanılır.
AUTHENTICATION: Bilgisayar üzerindeki kullanıcı yetkilerinin doğrulanması işlemidir.
AUTHORING TOOL: Multimedya uygulamalarını hazırlamak için kullanılan yazılımlardır. Bu tür programlar, programlama bilmeyenler için büyük bir kolaylık sağlar.
AUTHORIZATION: Sistem yöneticisi , sisteme girebilecek kullanıcılara giriş izni ve kullanıcılara bağlı kullanım izni verebilir. Bu izin verme işine AUTHORIZATION denir.
AUTHORWARE: Multimedya gösteriler yaratmak için geliştirilmiş yazılım programları.
AUTOEXEC.BAT: Bilgisayarda bulunan bir dosya. Bu dosya bilgisayar ilk başlatıldığı zaman çalıştırılmak üzere içinde DOS komutları barındırır. Bu dosya içinde yer alan sistem komut yığını otomatik olarak çalıştırılıp ilgili gerekli ayarlamaları yapar.
AUTOMATION: Otomasyon. Bir işin bilgisayar ya da iş için gerekli olan cihazlar ile otomatik olarak yapılması.
AUTOREC SONER: Bilgisayarınızda ses kaydı yaparken, ses kaydının en yüksek kalitede kaydedilmesini sağlayan alıcı.
AUX: Müzik kaynağının bağlanabildiği bir bağlantı türü. Genellikle müzik seti ve videolarda kullanılır.
AUTO-ANSWER: Modemler için kullanılan bir özellik. Bilgisayarınızın başında olmadığınız zaman modemin gelen çağrıya cevap vermesi işlemidir.
AUTO-RUN: Bilgisayarın CD-ROM sürücüsüne yeni bir CD takıldığında, Windows işletim sistemi derhal harekete geçerek bunu inceler. Eğer CD üzerinde uygun yazılım varsa, o zaman Windows bu CD üzerindeki yazılımı kendiliğinden çalıştırır. Bunun olmasını sağlayan ve CD üzerindeki yazılımın bir parçası şeklinde tasarlanan küçük programa genellikle Auto-Run programı denir.
AUTO-SAVE: Otomatik Koruma. Bazı programların Auto-Save özelliği vardır. Bu özellik programın içinde bir dosya üzerinde çalışırken programın dosya üzerinde yaptığımız değişiklikleri belli aralıklarla otomatik olarak kaydetmesini sağlar.
AUTO-SELF TEST: Bilgisayarınız açıldığında hızla kendini gözden geçirir ve genel bir arıza kontrolü yapar. Bu şekilde hafıza modülleri ya da işlemci gibi hayati parçalarda önemli bir arıza olup olmadığını anlamaya çalışır, eğer arıza bulur ve açılmazsa o zaman sesli sinyalle bunu bildirir. Ancak bu özellik sadece bilgisayarınıza has değildir, faks ve baskı makinesi gibi cihazlarda da bu tür bir test uygulanır.
AUTO-START: Bu tür programlar genellikle bilgisayarın açılmasıyla beraber çalışmaya başlarlar. çok çeşitli türden olabilir ve farklı işler yapabilirler. Windows işletim sisteminde, bilgisayar açıldığında çalışmaya başlayan AUTO-START özelliği olan yazılımdır ve kullanıcının bunu değiştirmesi genellikle mümkün değildir.
AVC ( Automatic Volume Control ): Gelen ses üzerinde alçak ses sinyalinin büyüklüğüdür.
AVI ( Audio Video interleaved ): Video ve ses dosyası formatıdır. Dosya uzantısı .avi'dir. Windows işletim sistemi ile beraber gelen Media Player adlı program bu görüntü dosyasını oynatabilir.
AXiS: Tasarlayan kişi tarafından verilen grafik üzerindeki eksen. Yatay eksen X ekseni, düşey eksen Y ekseni olarak gösterilir.
BACK DOOR: Arka kapı. Sistem üzerinde programcının kendi kullanımı için bıraktığı aralık. Sistemin düzgün çalışmaması halinde, programcı bu yoldan sisteme girerek, sistem üzerinde müdahale yapabilir.
BACK END: Arka uç. Kullanıcı verilerinin girilmesinden sonra, saklanmak üzere yollanan ya da kullanıcının belli bir veriyi görmek istediğinde, bu verileri derleyip kullanıcı arabirimine yollayan yazılım parçasına verilen isim.
BACKBONE: Omurga. Bir ağın çeşitli bölgelerini birbirine bağlıyan ana kablo hattına verilen isim.
BACKGROUND: Arka plan. ışletim sistemi üzerinde kullanıcıdan veri almadan çalışan programlara veya işlere verilen ad. Bu programlar veya işler, bir sorun olmadıkça kullanıcı ile etkileşime girmezler.
BACKLIGHT CORRECTION: Video kameralarda objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.
BACKLIGHT: Arka aydınlatma. Dizüstü bilgisayarların ekran görüntüsünün daha kolay görünmesi için kullanılan teknoloji.
BACKSPACE KEY: çalışma noktasının solundaki karakteri silmek için kullanılan klavye tuşuna verilen isim. Genellikle yapılan yanlış karakter girişlerini düzeltmek için kullanılır.
BACKUP: Yedekleme. Bilgisayar üzerinde sakladığımız bilgileri bozulmalara karşı korumak için kopyalarının alınması işlemi.
BAD SECTOR: Sabitdisk veya disket üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen isim.
BANDWIDTH: Bant genişliği. Bir saniyede aktarılan bit sayısı olarak ifade edilir. Bant genişliği tüm sistemin hızını etkiler.
BAR CHART: Sunum grafiği çeşidi. Grafik üzerindeki değerlerin çubuklar yardımıyla belirtilmesidir.
BARCODE: ürün ambalajı üzerinde bulunan, siyah beyaz çizgilerden oluşmuş, ürün hakkındaki bilgileri içeren dizi. Barcode optik okuyucular sayesinde bilgisayar ortamına aktarılır.
BARKOVISION: Bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi yüksektir.
BASEBAND TRANSMISSION: Sistem üzerinde aynı anda sinyal veya veri göndermemizi sağlayan iletişim standardı. Yerel ağ ve bilgisayar arasındaki iletişimde bu yöntem kullanılır.
BASIC/Beginner's All-purpose Symbolic Instruction Code: Bir programlama dilidir. Günümüzde birçok programın yapımında kullanılmaktadır.
BATCH FILE: Birçok program veya komutun, kullanıcı müdahalesi olmadan çalıştırılması için kullanılan dosya türüdür.
BAUD: ıletişim hızını ölçmek için kullanılan değer. çok küçük değerler oldukları için genelde kullanılmazlar.
BAUND RATE: Bilgisayar sistemlerinde seri hatlar üzerindeki veri akış hızı birimi.
BAY: Bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabitdisk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen isim.
BBS/Bulletin Board System: Bilgisayar kullanıcılarının, modem ve telefon hattıyla bağlanarak, mesaj alışverişinde bulundukları sisteme verilen isim.
BCD/Backup Domain Server: Windows NT sistemlerde sistem üzerindeki bilgilerin bir kopyasının tutulduğu bilgisayar.
BENCHMARK: Donanım veya yazılımların performanslarını ölçmek için kullanılan testlere verilen isim.
BINARY: ıkili sayı sistemine denir. Genelde bilgisayar sistemlerinde kullanılan 0 ve 1 rakamlarından oluşur.
BINARY FILE: ıkili düzen ile oluşturulmuş dosya türü. Sadece 0 ve 1'lerden oluşan dizinleri içerir.
BINHEX: ASCII olmayan dosyaları, ASCII formatına çevirmek için kullanılan metot.
BIOS/Basic Input Output System: Anakartın üzerinde microişlemci tarafından çalıştırılan yazılım. Bu yazılım, sistemin çalışmaya başlamasını sağlar.
BIT/Binary Digit: Binary rakamlarından biri. Bir bit 0 ya da 1 değerini taşır.
BITMAP: Grafik görüntüleme yöntemidir. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimi.
BITNET: ınternet ağından bağımsız, sadece eğitim kurumlarına özel bir ağ çeşidi.
BLEND: Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine vb. geçiş metodudur.
BLOCK: Veri transferinde hızı artırmak için verinin belli bölümlere ayrılması işlemine verilen ad. Bir grup bilgi, sabit uzunluklarda bloklara ayrılır. Bu bloklar teker teker gönderilir.
BMP: Bitmap grafik dosyalarının türü ve uzantısı.
BNC: Bir konnektör tipidir. Bilgisayarları ağlara bağlamak için kullanılır.
BODY: HTML sayfaları üzerindeki kodları bulunduran başlık ile son arasındaki bölüme denir.
BOLDFACE: Kelime işlem yazılımlarında, metnin diğer bölümlerden koyu ve kalın görünen bölümüne verilen isim.
BOOLEAN EXPRESSION: Doğru veya yanlış olarak değer alan bir ifade türüdür. 1+1=2 ifadesi doğrudur. Bu ifade bir boolean ifadedir.
BOOLEAN LOGIC: Değerlerin doğru veya yanlış olarak düşünüldüğü mantık türüdür. Bilgisayar sistemlerinde 0'lar yanlış, 1'ler doğru olarak ifade edilir.
BOOLEAN OPERATOR: Boolean ifadesini oluşturmak için kullanılan operatörlerdir. AND, OR, XOR, NOR, NOT olmak üzere toplam beş operatör vardır.
BOOT: Bilgisayarınızı çalıştırmak için yüklenen yazılıma verilen isim. Bu yazılımlar genellikle işletim sistemleridir.
BOOT SECTOR: Sabitdisklerin ve disketlerin sistem bilgileri kısmına boot sector adı verilir. Bu kısımda bulunan sistem bilgileri, bilgisayarın sözü edilen disk ya da disketleri kullanabilmesi için gereken bazı temel verilerden oluşurlar. Bilgisayar her açılışında, bu kısımda bulunan bilgileri okuyarak düzgün çalışabilmek için ihtiyaç duyduğu temel verilere sahip olur.
BOOTABLE DISK: ışletim sisteminin düzgün olarak çalıştırılabilmesi amacıyla hazırlanmış özel bir başlangıç diskidir.
BOUNCE: Gönderilen bir elektronik postanın teslimatta hata ile karşılaşıp bir kısmının geri dönmesi işlemine verilen isim.
BOX: Bilgisayarımızın ekranında gördüğümüz bir yazılımın veya bir işlevin çerçevelenmiş olarak görünen alanı. Kutular genelde bir hata veya bir uyarı mesajı içerirler.
BPS/Bits Per Second: Veri transfer hızını ölçmek için kullanılan birimdir. örneğin 28.000 bps hızla çalışan modem saniyede 28.000 bit gönderiyor demektir.
BREAK KEY: Klavye tuşu. DOS ortamında kontrol tuşu ile birlikte basıldığında, çalışan programı keser. Her program, bu tuş bileşkesine yanıt vermeyebilir.
BROADBAND ISDN: Fiber optik telefon hatları üzerinden ses, video görüntü ve bilgileri aynı anda göndermeye yarayan iletişim standardıdır.
BROADBAND TRANSMISSION: Birden fazla kanal üzerinden bilgi göndermek için kullanılan yöntemdir. Kablo TV bu yöntem ile çalışır.
BROADCAST: Ağ üzerindeki bilgisayarın çevresini tanımak ve haberdar olmak için yaydığı sinyaller bütünü. Bilgisayarlar ilk ağa girişlerinde broadcast yaparlar.
BROWSE: Bilgisayar içindeki bilgilerin görüntüleme yöntemidir. Birçok veritabanı yazılımı, bilgilerin sadece gözle izlenebilmesini sağlayan bu olanağı kullanıcılara sunar.
BUFFER: Geçici saklama alanına verilen ad. Bu alan genellikle RAM üzerinde ayrılır ve dosya kopyalama yaparken kullanılır.
BUG: Bir yazılım veya donanımda meydana gelen hata ya da sorun.
BUILT-IN: Yazılımların kullanıcılar tarafından kullanılmasını sağlayan özelliklere verilen ad.
BUNDLE: Bundle terimi, bilgisayar pazarında rekabet edebilmek amacıyla geliştirilen bir satış tekniğine verilen isimdir. Bu teknikte büyük bir malın yanına müşterinin ilgisini çekecek daha küçük bir ürün bedava olarak katılır.
BUS: Veri yolu. Bilgisayar içindeki verilerin aktarıldığı yola verilen isimdir.
BYTE: Sekiz bit'ten oluşan bir saklama birimidir. Tek bir harfi saklamak için gerekli olan
CA/CG : Computer Animation Computer Graphics için ıngilizce'sinden kısaltma.
CAD: Grafik işlerinin mimari ve mühendislik sistemleri için çizim ve planların bilgisayarda üretilmesi.
CADD: Bilgisayar destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CAM: Bilgisayar Destekli üretim.
Camcorder: Camera+recorder.
CWIS: Kampüs çapında Bilgi SistemiKampüs çapında bilgi sistemleri bilgi ve hizmetleri iletişim ağları ve etkileşimli bilgisayar uygulamalarıyla kampüstekilere sunar. Genel kapsamı telefon ve adres rehberi, takvimler, ilan tahtaları, veritabanları gibi hizmetlerdir.
CAND: Bilgisayar Destekli Taslak ve Dizayn üretimi.
CANLANDIRMA: Yakın zamana kadar sadece sinema endüstrisinin bir etkinliği olan animasyonun dilimizdeki karşılığı canlandırma'dır. Teknik olarak baktığımızda animasyon, hareketli görüntü demektir. Bugün pazardaki pek çok ürün, masaüstü bir kişisel bilgisayarlarda animasyon yapmaya olanak sağlamaktadır.Elle çizilmeyen, özel donanım yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılmış sabit resimlerdir.
Canon BJ200: Saniyede 86 karakter basım hızı ve kaliteli çıktı alma imkanı ile beğeni kazanan Canon BJ200, fiyatı ile de ilgi çekti. Tonlama yeteneği ve uzun süreli kulanıma olan yatkınlığıyla da dikkat çekici bir ürün olma özelliğini taşıyan yazıcı çeşidi.
CD-I (Interaktive-CD): Duran görnütler, audio, grafik ve bilgisayar bilgileri verebilen interaktif bir ürün için kullanılan deyim
CD-ROM XA: CD-I gibi, bu depo edici disk bilgisayar metin ve grafiklerini, ve durağan görüntülü video bilgileri ve yüksek kaliteli audio ile kombine eder.
CD-ROM: Herhangi bir dijital bilgiyi bir kompakt diskte toplamak için geliştirilmiş biçimsel bir standart.
CD-ROM: Yazılımların depolanmasında, arşivlenmesinde ve multimedya uygulamalarında kullanılan dünya standartıdır.
CD-ROM: CD-ROM, kişisel bilgisayar ortamlarında harici bir CD-ROM okuyucu yoluyla kullanılan CD'lerdir. Bilginin CD-ROM üzerine kaydediliş şekli hangi işletim sisteminde kullanılacağını belirler. CD-ROM okuyucular ise böyle bir ayrıma tabi değildir. Macintosh ve IBM uyumlu bilgisayarlar aynı CD-ROM okuyucusunu kullanabilirler. CD-ROM okuyucuların fiyat farklılıklarını belirleyen, bilgi erişim hızlarıdır. Bu hız, ortalama 31 milisaniye ile 120 ms arasında değişir. CD-ROM 'ların bilgi erişim hızı her geçen gün artmakta fiyatları ise düşmektedir.CD-ROM okuyucusu bilgisayara harici olarak veya disket sürücü gibi ana gövdeye de takılabilir.Tüm CD-Audio'ları bu okuyucular okuyabilir.CD-DOM'un bilgi kayıt formatı Sarı Kitap adı veri |
|
|
|
|
Bu Arşiv www.bedava-sitem.com forum dan alıntıdır |
|
|
|
Hacker: Bilgisayar hastasıBilgisayar sistemleri ve iletişim ağlarının yapısını derinlemesine anlamaktan zevk duyan kişi. Bu terim bazen yanlışlıkla cracker yerine kullanılır. Sistem kırıcı (cracker).Ham: Odyo frekans sistemlerinde bulunan gürültü, kalın sesli vızıltı.
Hardware : Bilgisayar sisteminin sahip olduğu cihazların tümü (Donanımı).
Head: Kafa, video cihazında bandı okuyan ya da kayıt yapan ve bir tambur içine gizlenmiş hareketli parça iki üç ya da dört adet olur.
HEADING (BAşLIK): HTML dökümanlarında genellikle yazının başlığının ve genel tanımların bulunduğu bölgedir. ve takıları arasına yazılır.
Hexadecimal : Taban olarak 16'yı kabul eden sayı sistemi. Bu sistemde, 0-9 arası sayılara ilave olarak A, B, C, D, E ve F harfleri sayı olarak kullanılır.
Hidden file : Normal directory araştırmasında görülemeyen dosyalar. Normal DOS komutları ile bu tür dosyalar üzerinde işlem yapılamaz.
High grade: Yüksek manyetik özelliğe sahip video bant.
Hiss: Teypte band hışırtısı.
Histem adı: Bir bilgisayara verilen isim. Tam Tanımlı Alan ısmi (Fully Qualified Domain Name).
Holl : Oyuk, boşluk.
Home Page: Bir Web hizmet biriminin kimlik ve içindekiler bilgilerini içeren başlangıç sayfası. Ana sayfa.
Horizantal Resolution: Ekran üzerinde yatay olarak bulunan pixel'lerin sayısını belirtir.
Horizontal Scan Rate: Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.Horizontal Scan Rate:Elektron ışın scanlarının bir CRT'nin ekranındaki hızını belirtir.
Host: Grafik teminatını kontrol eden video sinyalini bilgisayar veya diğer kaynağı.
Host number: Sistem numarası
Host : ıletişim ana sistemiKullanıcıların diğer iletişim ana sistemleriyle haberleşmesini sağlayan bilgisayar. Kişiler haberleşmeyi elektronik posta, telnet ve FTP gibi programlar vasıtasıyla yaparlar.
Hostname: Internet bağlantısı olan bir bilgisayara verilen isim.
Hot Line : Sıcak Hat.Sadece iki telefon abonesine hizmet eden özel bir hat. Bu hatta bağlı bir abone ahizesini kaldırınca diğer abonenin zili otomatik çalmaya başlar.
HOTJAVA: Sun MicroSystems tarafından tasarlanmış Mosaic-tipi web tarayıcılarına alternatif olarak tasarlanan yeni bir Java destekli web tarayıcısıdır. özellikle "etkileşimli" web sayfaları geliştirmek isteyenler için tasarlanan bu tarayıcının yapımı henüz bitmemiştir.
Howtek: Tarayıcı ürün gruplarından ilki olan Howtek'de A4 ve A3 değişik çözünürlüklerde flatbed tarayıcılar yer almaktadır. Ayrıca 400 dpi'lık durum scanner da mevcuttur.
HP DeskJet 320: Notebook PC'ler için tasarlanan HP DeskJet 320, notebook bilgisayarın yarısı oranında ve renkli ve siyah/beyaz baskı olanağı sunuyor. 2kg'lık ağırlığı ile ev ve büro dışında rahatlıkla kullanılabiliyor.
HP LaserJet 4L (Lazer Yazıcı): Kullanımının kolay, hafif ve ekonomik oluşu ile dikkat çeken HP LaserJet 4L, dakikada 4 sayfa basma özelliğine sahip ve 300 dpi olmasına karşın, çözünürlük iyileştirme teknolojisi sayesinde çıktı kalitesi oldukça yüksek.
HP Vectra XU 5/90C: Yüksek performansı, gömme Ethernet desteği ve kolay sökülüp takılabil mesi özellikleri ile diğer Pentium işlemcili bilgisayarlar arasında dikkat çekiyor. Ayrıca, bakımı kolaylaştıran kolay sökülebilmesi özelliğiyle iyi bir tasarıma sahip.
HR (High Resolution): Yüksek çözümlü bant.
HSL: (Hue, Saturation and Lightness) En geniş renk spektrumudur. Hem RGB, hem de CMYK renk dünyasını içine alır.
HTML: Web sayfalarının düzenlediği ve Web bilgilerinin dağıtıldığı ortam için kullanılan bir kısaltma. Bir birleşik döküman formatı.
HHTP: Internet üzerinde HTML sayfalarının aktarılması için "Hyper Text Transport Protocol" isimli standart bir protokol kullanılır. Hiç şüphe yok ki World Wide Web üzerinde en çok kullanılan (ve en önemli) protokoldür.
HTR: Yüksek ısıya dayanıklı direnç.
HTTP: Servis sağlayan bilgisayardan döküman aktarmak için kullanılan bir yöntem. Kullanıcılar ve tarayıcılar için hizmet veren servis biriminin adı.
Hyperlink: Bir bilgi parçası ile diğeri arasındaki bağlantı.
HYPERMEDIA: Az kullanılan bir terimdir. metin, grafik, ses, hareketli görüntü gibi Internet üzerinde iletişimi mümkün olan her türlü medyayı ifade eder.
HYPERTEXT: HyperText, dökümanları biçimlendirmek, resim ekleme, bağlantılar yaratmak için kullanılan metotdur.
HYPERLINK: HTML sayfasında bir takı (tag) kullanılarak başka bir dosya ile oluşturulan bağlantıdır.
Hypertext: Anında etkileşimli sorgulama fonksiyonuna sahip bir metin dosyası tipini tanımlamak için kullanılır. Metin içine yerleştirilmiş kelime ve kelime gruplarının kullanıcı tarafından (fare tıklamasıyla) seçilmesiyle bağlantı kurarak, ilişkili olduğu bilgi ve multimedya malzemesinin anında görüntülenmesini sağlar.
IBM Lexmark 2381 Plus: Yüksek hızı, Win Word ve grafik uygulamalarındaki kaliteli baskı özelliği, yine dört yerleşik fontu, barkot basabilme özelliği ile 94 yılının dikkat çeken ürünleri arasına girmiştir.
IBM ThinkPad 755C: Güçlü Intel DX4 ve DX2 işlemcileri ile çifte taramalı renkli ekranlar kullanılıyor. CD Rom sürücüsü, ses kartı ve iki speaker sayesinde Multimedya olanaklarından rahatlıkla faydalanma imkanını sağlıyor.
Icon: Kullanıcını istediği fonksiyonu yerine getirebilmesi için seçtiği yazılım; işlemlerini sembolik imgeleri.
IFF: Standard dosyalama formatları.
ıletim Kontrol Protokolü: Gönderilen paketlerin hedefe eksiksiz varmasını sağlayan bir protokol.
IMAGEMAP: Imagemap birçok bağlantı barındıran bir grafiktir. Bu grafik değişik yerlerine basıldığında sizi farklı URL adreslerine veya bağlantılarına götürecek biçimde bölümlerine ayrılmıştır. Böyle bir tekniği gerçekleştirmek için öncelikle ilgili GIF dosyasını yaratmalı sonra da "harita dosyasını" yaratmak için [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin]. mapedit/ adresinden bulabileceğiniz MapEdit gibi bir program kullanmalısınız. bu tip programlar CGI dilini kullanarak görüntünün içine değişik bağlantılar yerleştirir.
IN-Band Signaling : Bant içi işaret gönderme.Normal olarak ses iletimi için kullanılan bir taşıyıcı kanal içinde bulunan bir frekans veya frekanslarda işaretleşme bilgilerinin iletilmesi.
ın-Point: Edit'in başladığı yer. Ayrıca start ponit deyimi de kullanılır.
Input Form: Bir iş yönetimi grafiği programında kullanıcının programa data vermek ve bir tablo ortaya çıkarmak amacıyla cevaplandırması gereken sorunlar gurubu.
Input/Output : Bilgisayarlar ile haberleşme yapan cihazlar için kullanılan genel terim. Bu terim için I/O kısaltması kullanılır.
Input: Merkezi bir işlem ünitesine veya ünitesinde bilgi transferi için gerekli işlemler.
Insert Editing: Audio veya videounun önceden kaydedilmiş malzemeye sanki beraber alınmış gibi geçirildiği video edit tekniği. Hem kaynak hemde master video bandında control track'i veya zaman kodu gerektirir.
Instruction : Bilgisayara bir sonraki işlemde ne yapacağını söyleyen program adımıdır. Instruction, sık sık command (komut) ile karıştırılır.
Integer : Tam büyüklük. Bölüntüsü olmayan, doğal sayıların tamamı. örnek olarak 60 bir integer (tamsayı)'dır. 60,5 ise değildir.
Interactive: Etkileşimli televizyon ekranda resim izlenirken bir köşede kayıt tarihi band uzunluğu program süresi vs. gibi bilglerin yeralması. (Seyircinin Aktif olarak Televizyona müdahale edebilmesi).
Interface (ara birim) : Bilgisayarın bir bölümünden başka bir bilgisayara veya harici bir cihaza (printer, monitör veya modem gibi) bilgi iletişiminin kanalize edildiği yer. (ara birim)
Interlaca: Titreşimleri azaltmalk için her 'frame'in iki komple şebeke gurubuna bölündüğü, bir tarama metodu...Veya elektron ışığının her geçişinde ekranın sadece yarısının tazelendiği bir monitör tipi.
Interlaced Fields: Görüntü ekranındaki kamaşmayı en aza indirmek için testler scan gösterim sitemlerinde bulunan bir teknik.
INTERLACED GIF'LER: Normal bir GIF resmi HTML sayfası yüklenirken yukarıdan aşağıya doğru yüklenir. Eğer GIF veya JPEG formatındaki resminiz "Interlaced" özelliğine sahipse. HTML sayfanız yüklenirken kademe kademe, çözünürlüğü gittikçe artarak görülecektir. Böyle GIF dosyaları kullanıcıya, dosya daha hızlı yükleniyormuş hissi verir. (Aslında daha hızlı yüklenmez, sadece bir göz yanılmasına neden olurlar.) GIF'lerinizi bu formatta kaydetmeniz aynı zamanda kullanıcıya nasıl bir resmin yükleneceğini önceden bilme şansı verir.
Interlock: Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı.
Internet address: Internet adresiInternet üzerindeki bir düğümü ifade eden adres. ağ (internet), Internet, IP adresi (IP address).
Internet Aktarmalı Sohbet: Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmalarını sağlayan dünya çapında "parti hattı" protokolü. Dünya üzerindeki IRC hizmet birimleri (IRC Servers) kendi aralarında bir ağ oluştururlar, ve IRC kullanıcı programlarının (client) bağlantı taleplerini kabul ederler.
INTERNET nedir ?: Internet, dünya üzerindeki bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan,herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan "International" bir bilgisayar ve bilgi iletişim ağıdır.Günümüzde Internet üzerinde yaklaşık olarak 5.000.000 Bilgisayar ('host'yani ana sistem olarak) fakat kişisel olarak 100 miliyonu geçmektedir. Bu kadar büyük bir ağın başlangıcı nasıl ortaya çıktı ? diye düşünecek olursak, ilk olarak Amerikan ordusunun birimleri arasında iletişimi sağlamak için düşünülmüş olan ARPANET gösteriliyor.Günümüz internetine göre daha yavaş ve basit bir altyapıya sahip olan Arpanet 1969'da ilk kurulduğunda işlerin bu kadar büyüyeceği kimsenin aklına gelmemişti. Ancak Ordunun bilgisayar merkezleri arasındaki iletişimi bu kadar kolaylaştıran sistem bir sistemin uzun zaman sadece orduya bağlı çalışmayacağı anlaşılıp ihtiyaç duyulunca çok kısa sürede bu sistemin alt yapısını genişletilerek Hükümet ve Eğitim kurumları da bilgi paylaşımı için bu ağ sistemini kullanmaya başladılar.üzerindeki bilgi yoğunluğa veya yüke uzun süre dayanamayan Arpanet, bir süre sonra ikiye bölünmek zorunda kaldı. Bir bölümü ordu adına MıLNET işlendi diğer bölümü de Arpanet olarak bir süre devam etti. Sonra büyük firmalar ve şirketle, belli bir katkı payıları ile Arpanet'e üye olarak altyapısını geliştirerek ve şirketler çoğalarak Amerika'yı bir baştan bir başa Ağ sistemi ile donatmaya başladılar. Ve hemen hemen Amerika'nın her kesimine girmeye başlandı. Tam bu sırada ıletişim Protokolllerinde bir devrim olayı yaşandı. Ve ARPANET üzerinden TCP/IP protokolüne geçiş başlandı. Bu protokol Hem çok daha esnek bir protokol hem de bilgi paylaşımında değişik metodların bir arada kullanmasına imkan tanıyordu.UNIX Sisteminin ağlar üzerinde popülerliğinin artması ile Arpanet'in Abone sayısı bir anda beklenmeyen ilgiç sayılara ulaştı. Ve doğal olarakta, ikinci Arpanet de belli bir süre sonra şişmeye ve üzerinden yapılan bağlantıların yükünü taşımamaya başladı. Amerikalıların TüBıTAK'ı NSF bu şişmeye (doluluğa) karşı önlem alarak daha geniş bant kapasiteli bir global ağ sistemi olan NSFNET'i geliştirdi. Arpanet'e yapılan bağlantılar kısa sürede NSFNET üzerinden transfer edilmeye başlandı ve Arpanet bitmiş oldu. Böylece büyük Bilgisayar Firmaları kendi global ağlarını kurmaya başlayarak daha geniş bantlara sahip oldular. Kulanıcı, server ve biribirine bağlı ağ sayısı bir anda katlanan rakamlarla büyümeye başladı. Bir ara sadece E- MAıL (Elekronik- POSTA) iletişimi FTP dosya Transferi kullanılan ınternet üzerinde uygulamalar bir anda değişik alanlara kaymaya başladı. TCP/IP protokolünün esnek olması , ortaya internet üzerinde bilgi paylaşımında bir devrim olan WWW(World Wide Web) oluşumunu çıkardı. Ve Internet bir anda Bilgisayar Gruplarından' evdeki vatandaşın kullanabileceği bir sistem olma yoluna girdi. Basitlik anlaşılabilirlik ve kullanım kolaylığı Internet'i popülerliğini artırdıkça arttırdı ve böylece 2000'li yıllara doğru kendini hazırlamış oldu. Artık ıNTERNET'e "Bilgi Otobanı" da diyoruz.Günümüzde bilgi paylaşımın en kolay , en pratik ve en hızlı yolu da ıNTERNET'ten geçmektedir. ınternet üç bölümden oluşuyor. Internet Kullanıcıları, ınternet üzerinde kullanıma hazır olan sayısal bilgi ve ınternet'i oluşturan Server, ağlar, Bilgisayarlar vb. gibi altyapılar diyebiliriz. Kısaca dünyanın en ücra köşesinde ulaşmak istediğimiz bir bilgiye en kısa sürede ve en kısa yol'dan ıNTERNET Sistemiyle ulaşabiliyoruz.
IP (Internet Protocol): Sistemler arasında bilgi birimleri geçişini tanımlayan Internet protokolü.
IP: 1. Internet Protocol- Internet'in temel işletme protokolüdür.2. Internet Provider- ya da Internet Access Provider. Kendi servisleri üzerinden başka kullanıcıları Internet'e bağlayan, genellikle ticari amaçlı kuruluşlardır. IP adress Internet üzerindeki her makine sadece bir tane IP numarasına sahip olabilir. Buna karşılık kullanıcıların servis isimlerini daha rahat hatırlamaları için makinelere bir ya da daha fazla "Domain Name" atanabilir. IP adresi noktalarla bölünmüş 4 sayıdan oluşur. (örnek: 194.762.183.106)
Internet Protocol (IP): Internet ProtokolüBir bilgisayardan diğerine veri paketi aktarma işlemiyle ilgili bir protokol. Tanımı STD 5 ve RFC 791'de bulunabilir. Yorumlar ıçin Rica (Request For Comments), TCP/IP Protokol Ailesi (TCP/IP Protocol Suite).
Interpolation: Bilinen iki nokta arasındaki bilinmeyen üçüncü noktanın bulunması tekniği, matematiksel işlem türü.
Interpreter : Bir bilgisayar dili ile yazılmış programı okuyan, tercüme eden ve işleten program. öte taraftan COMPILER, programı okuyup işletiminden önce tercüme eden programdır.
INTERRUPT: Bir G/4 (1/10) cihazından veya bir yonga'dan MPU'ya gönderilen ve hizmet isteyen bir işaret. Kabul edildiği zaman, kesilme işareti MPU'nun mevcut durumunu (program sayacı, dahili rejisterler vb.) korumasını sağlar ve uygun bir işlem birimine dallanması temin eder. Kesilme işareti çalıştırıldıktan ve istenen hizmet tamamlandıktan sonra korunmuş olan duruma yeniden dönülür ve çalışması kesilen programın icrasına devam edilir. Birden fazla sayıda kesilmelerin sözkonusu olması halinde ise bunların öncelik sıraları belirlenmelidir.
IP address: IP adresiInternet Protokolü tarafından tanımlanmış 32 bit'lik adres, STD 5 ve RFC 791'de tanımlanmış olup genelde noktalı gösterimde ifade edilir. örneğin 128.45.67.255 gibi. noktalı adres (dot address), Internet adresi (internet address), Internet Protokolü (Internet Protocol), ağ adresi (network address), sistem adresi (host address).
IP Address: Bir hizmet birimine atanmış 32 bit'lik Internet protokol adresi. IP adresi bir ağ bileşeni ve bir servis birimi bileşenine sahiptir.
IRC: Internet Bağlantılı Sohbet (Internet Relay Chat)
IRC (Internet Relay Chat): Kişilerin gerçek zamanda birbiriyle konuşmasını sağlayan, dünya çapında bir sohbet hattı protokolü.
ISDN: Tümleşik dijitak şebeke hizmetleri. Dijital ses, data ve video sinyallerinin aynı devreler üzerinde taşınmasına imkan verir.
ISDN: Eşzamanlı ses, veri ve görüntü bilgisinin birkaç kanal üzerinden yüksek hızlı iletimi
IVIA: çok yönlü video Sanayicileri Birliği
Jaggies: şekillerin bilgisayar grafiğindeki köşeleri. Aynı zamanda "Alasing" diye de adlandırılır.
Jamming: Bir işletim sistemini istenemeyen sinyallerle kasten bozma.
JAVA: Sun Microsystems'in yarattığı kolay kullanılır, güvenli, nesneye yönelik ve güçlü bir programlama dilidir. HTML dilinin eksiklerini kapamaya yöneliktir. Bu dil Netscape 4.0 veya Sun Microsystems'in HotJava web tarayıcısıla görüntülenebilir. Ayrıca bir derleyiciye gerek yoktur. Dil hakkında daha çok bilgi ve örnekler için [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] adresini deneyin.
Jilter free still play: Ekrandaki resmin donması sırasında görüntü parazitlerini azaltılması . Genellikle üç ya da dört kafalı sistemler bu özelliğe sahiptir.
Joystick: Bir edit kontrolü için kullanılırlar. Tek tek VTR'lere ulaşmak amacıyla yukarı aşağı haraket etirilir (Playback VTR için yukarı VTR'si için aşağı). Bandı öne veya arkaya sarmak için sağa veya sola oynatılır. Bilgisaylar oyunları ve animasyon için bir çeşit uzaktan kumanda cihazıdır.
JPEG : Joint Photographic Experts Group, Sözcüklerinin kısaltılmasından meydana gelen grafik formatıdır. çözünürlüğü ve renk sayısı çok fazla durağan grafikleri yüksek oranda sıkıştırıp saklayabilen bir formattır. JPEG formatı grafik dosyalarında sıkıştırma yaparken "tolerans oranları" kullanır. Bu oranlar dosyanın gerçeğe yakınlık derecesini belirtir.
JPEG : (Joint Photographic Expert Group) Bu uzmanlar grubu, 24 bit renkli resimleri kayıpla sıkıştıran bir dosya formatı yoktu, zira sadece sıkıştırma metodu belirlenmişti, bu da bazı kullanıcıların, başka programlar tarafından üretilen resimlerin okunmasında problemler yaşamasına neden oldu. Sonradan JPEG, belirgin bir dosya formatı tanımlandı, JPEG File Interchange Format (JFIF). Standart dosya uzantısı olarak JIF (ya da JFIF)'i öngörüyor, ancak ne yazık ki birçok program buna uymuyor ve eski uzantı olan JPG'yi kullanmaya devam ediyorlar.
JPEG : Fotoğrafik görüntüleri sıkıştırmada kullanılan yaygın bir yöntem. Web tarayıcılarının çoğu, resim dosyalarını görmek için standart dosya formatı olarak JPEG'i kabul ederler. Justification: Bir alandaki yazı veya baskının konumu. Sağ baştan başlayıp sol başta bitirmek için ayarlanmıştır.
Kamera : Görüntüyü elektriksel işaretlere çeviren sistem.
Kermit: Kolombiya üniversitesi tarafından geliştirilmiş popüler bir dosya aktarma protokolü. Kermit bir çok işletim sisteminde çalıştığı ve kullanımı kolay olduğu için oldukça yaygınlaşmıştır. Kermit FTP ile aynı değildir. Dosya Aktarma Protokolü (File Transfer Protocol).
Key (Anahtar): Video imgesinde bir delik açarak (elektronik olarak) bir görütü veya bir renk eklemek suretiyle elde edilen özel bir efekt. Anahtar deliği bir video kameranın veya bir CG'nin sinyalleri ile elde edilebilir. Sonuç süper empozisyona yakın, hatta daha temiz ve parlatılır. Anahtar genellikle "title'ler (jenerik) için kullanılırlar.
Key Frame: Cel animasyonunda bir sekansın başlangıcını ya da sonunu belirten görüntü.
Keyer: Bilgisayar grafiklerinin görüntüsünü, video görüntüsünün üstüne almak için kullanılan bir cihaz. Genelde bir genlock parçasıdır.
Kilobyte (K veya Kb): 1.024 Bayt.
Kilohertz (kHz): 1000 hertz.
KıOSK: Kiosk bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bir sistemdir. Kullanıcı klavye ve fare kullanmadığı gibi bilgisayar da görebileceği zarar ve estetik nedenlerden ötürü bir kutu içinde saklanır. Küçük bir yazıcı ekiyle kioskların yazılı materyal verebilen mekanizmalar şeklinde kullanılmaları da mümkündür.Basit bir PC ve dokunmatik ekrandan oluşan bu sistemin kullanım alanlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Firmalar kioskları satış ve pazarlama desteği, tüketici enformasyon merkezi, araştırma merkezi olarak veya reklam amaçlı kullanabilirler. Kiosklar; tüketicinin, herhangi bir faaliyete bilet alma, rezervasyon yapma hatta sipariş verme gibi isteklerine cevap veren sistemler olarak da kullanılmaktadır. Kolay taşınabilmesi, düşük kurulma bedelleri ve kapladığı alanın küçüklüğü nedeniyle istenilen yere (alışveriş merkezi, süpermarket, tiyatro, otel vs.) konulabilir.Kioskların bu iletişim ağı aracılığıyla birbirleriyle haberleşmesi mümkün olduğu gibi, şirket bünyesinde kurulan bir merkez birim aracılığı ile istenilen aralıklarla bilginin güncelleştirilmesi de mümkündür.Enformasyon veriminin yanısıra, kullanıcıya sordukları sorularla kiosklar birer data toplama merkezi olarakta kullanılabilir. Toplanan bilgiler yine bir ağ aracılığıyla ana merkeze aktarılabilir ve analiz programları sayesinde istenilen çerçevede raporlar alınabilir.
Knowbot: Deneme safhasında bir rehber hizmeti. beyaz sayfalar (white pages), WHOIS.
Kodlama : Gizleme işlemini yapma.
Kullanıcı-Ağ Arabirimi: (User-to-Network Interface/UNI) fiziksel bağlantı tanımları, veri transferi, tıkanıklık yönetimi ile PVC'lerin (kalıcı sanal devre) yönetimini kapsamaktadır.
Kurta: CAD/CAM kullanıcıları veya yoğun olarak grafik ağırlıklı uygulamaları kullananlar için digizer tabletler.
LAN: Yerel Alan Ağı (Local Area Network).
LAN: PC'lerin terminallerin, ara Frame'lerin ve periferal cihazların enterkonekte edip bilgi dosyaları alışverişinde kullanımlarını sağlayan bir cihaz.
LAN: Yerel bilgisayar ağı.
LCD: Sıvı kristal ekran. Kristal uygulanan elektrik akımında değişme prensibine göre çalışır. Akım görme kristal açık veya opak olabilir. Kendi kendine ışık üretmediğinden iyi aydınlatılmış bir ortamda kullanılabilir. Dizi ekranlı (Fat screen) göstergesidir.
LCD Paneli: Bir PC'den alınan metin veya grafik bilgilerini, ışık kaynağı olarak standart bir transmissif tipi projeksiyon cihazı kullanarak büyük bir ekrana veya duvara yansıtmayı yaratan bir panel. Büyük insan gruplarının bilgisayar gösterimi ve imgelerini bir karede izlemelerini sağlar.
LCD : (Liquid Crystal Display) sıvı kristal ekran. Her ekran noktası bir matriksle yöneltir. Kesişme noktalarında piksel aydınlanır.
LCD: Bilgisayara kablo ile bağlanarak aldığı görüntüyü perdeye yansıtan bir projeksiyon aletidir. Bilgisayardan gelen video sinyalini sağlıklı bir şekilde yansıtamaz. Geniş bir topluluğa yapılacak, içinde video bulunmayan basit prezantasyonlar bir LCD yardımıyla perdeye yansıtılabilir.
LD-ROM: Bilgisayardan alınan talimatların, 12 inçlik diske video ve audio trackleri olarak kayıt edilmelerini sağlayan yeni bir kompact disk.
Lexmark Winwriter Ailesi: Yılın sonuna doğru çok yeni tanıdığımız ürün ailesi; Winwriter 200, Winwrite 400, Winwriter 600 ürünlerinden oluşuyor. Yazıcının en önemli özelliği üzerinde Mikrosoft logosu bulunan ilk yazıcılar olması. "Mikrosoft at work" anlayışından yola çıkılarak hazırlanmış Windows Printing System yazılımı sayesinde, bilgisayarın yazıcının yükünü paylaşması ve basım süresini benzerlerinin yarı zamanında gerçekleştiriyor.
Light Source Shading: Bilgisayar grafiklerinde, bir 3-d nesnesinin üstüne vuran bir ya da daha fazla ışığın efektleri.
Line Chart: Birbirine bağlanan data noktalarından oluşur.
Line Drawing: Bir nesnenin imgesini yüzeylerin çizgilerine girerek göstermek.
Line Drawing, 2-D: Düz bir imge üstünde çizim yapılmasından oluşan gösterim metodu. (bir yapının zemin planı veya çift yaylı bir grafik gibi) Derinlik öngörülmemektedir.
Line Drawing, 3-D: üç boyutlu bir nesnenin iki boyutlu bir görüntü düzeyinde projeksiyonunu açıklar. Gerçek bir nesnenin bir lensten geçerek bir kameranın düz camına projeksiyonuna benzeyen, perspektif projeksiyon teknikleri uygulanmaktadır.
Line trafo : Hat trnasformatoru.
Lineer : Doğrusal, çizgisel.
LINK (BAğLANTI): HTML bağlantıları döküman içinde sizi başka bir konuma, aynı serviste başka bir dosyaya veya bambaşka bir servise yollayabilir. Not: Bağlantılar genellikle mavi ve altı çizili metinden oluşur.
Link: CD'den teybe kayıtta kalan boş sürenin değerlendirilmesine imkan veren özellik.
Link : Bir haberleşme kanalı veya devresini diğer kanal ya da devrelere bağlamada kullanılan sistemdir. Otomatik anahtarlamalı merkez kontrol sisteminin iki anahtarı arasındaki geçişi sağlayan sistemdir. Bağlantı.
Link : Yayınlanacak işareti asıl vericiye gönderen küçük güçlü yüksek frekanslı verici.
List-Serv: E-posta listelerindeki dosyaların otomatik olarak dağıtımı ve yönetimi için kullanılan ücretsiz yazılım programıdır. çok değişik konularda mektuplaşmak için listeler vardır. Bazı listeler "açık", bazıları ise "kapalı"dır. Açık listenin anlamı, herhangi bir kişi, listedeki herkese bir mesaj gönderebilir. Kapalı listelerde ise belirli kişiler birbirleriyle mesajlaşabilir.
LISTSERV: çok kullanılan bir e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
Listserv: Bitnet/EARN iletişim ağı için tasarlanmış bir otomatik posta listelerine dağıtım sistemi. Avrupa Akademik ve Araştırma Kurumları Arası Bilgisayar Ağı (European Acadamic Research Network), posta listesi (mailing list).
Loop : Track üzerine yazılmış icranın kopya ile bellek kullanılmadan tekrar track üzerinde geri dönmesini sağlar.
Loop : Devamlı olarak bir dizi bilgisayar instructionu (talimatı)'nı tekrarlayan ve bu işlemi belli bir sonuç elde edilene veya önceden belirlenen bir şart gerçekleşene kadar sürdüren program bölümü.
Lotus Notes: Lotus Notes, rakiplerinin olanca ataklarına rağmen, bu kadar çok değişik platformda, bu denli ayrık çalışma tarzlarına sahip kişiler arasında çalışma sırasında görüşme ve fikir alışverişi sağlama adına şimdilik daha gelişen program.
LYCOS: Altavista tarafından zirvedeki yeri tehdit edilen Lycos, popüler web tarama ilk servislerinden biridir. Lycos "backlinking (bkz. backlinking)", Java animasyon desteği, 8 milyon URL adresi ve her ay eklenen 700.000 yeni adres ile çok güçlü bir veritabanı oluşturmaktadır. Siteye [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] adresinden ulaşabilirsiniz.
LYCOS: Adres: [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] karşılaştırmalı katalog, INTERNET üzerinde ne ararsanız saniyeler içinde karşınıza getirir. Text, grafik, ses, video... Lycos, PC ........... tarafından ilk 11 Web servisi arasına girmeye hak kazanmıştır.
MAC: Renk, aydınlık, ses ve eşzamanlama işaretlerinin sıkıştırılarak bir satır boyunca ayrı ayrı zamanlarda gönderildiği yeni TV yayın sistemi.
Machine language : Makine dili.
Mailing List: Elektronik mektuplaşma listesi. Aynı ilgi alanındaki kişilerin bilgisayar ağı üzerinden mektuplaştıkları ortak tartışma listesi servisleri.
Mainframe (Ana Frame) : ölçüleri ve kapasitesi itibarı ile büyük bir bilgisayar.
MAJORDOMO: En çok kullanılan listeleme ve e-mail programıdır. Kullanıcılara posta listelerine abone olma, katkıda bulunma ve çıkma şansı verir.
MAP: Web tasarımında kullanılan, yüklenen grafiğin belirli bölgelerine
basıldığında değişik bağlantıları çağırmak için kullanılan sistemdir.
Map Chart (Harita) : Belirli bir coğrafi bölgenin yerlerini gösteren bir grafik.
Markers Window : Performer programının en kullanışlı pencerelerinden biri de Markers Windowdur. Burada parça üzerinde sık dönüş yapılacak ya da defalarca dinlenip karşılaştırma yapılacaksa, üzeri belli ölçüde ya da yerlere etiket konulup listelenir. Liste yanında bulunan sürgülü işaret, önüne getirildiği yerden çalmaya devam eder.
MARKUP LANGUAGE: Internet üzerinde dökümanlara biçim kazandırmak üzere hazırlanmış mark-up karakterlerini deşifre eden dile denir. Bilgisayara okunan dosyanın ekranda nasıl biçim alması gerektiğini anlatır? HTML Web sayfaları hazırlamak için geliştirilmiş bir mark-up dildir.
Mass memory : Yığın bellek.
Mass Storage : Büyük kapasiteli (megabayt, gigabayt) ikinci depolama sistemleri. Tipik büyük depolama cihazları ise kayıt bantları ve manyetik
disklerdir.
MASTER KEYBOARD : Bilgisayar tabanlı sequencer programlarında step ya da realtime olarak müzikal icraların girilmesi için kullanılan klavyeli ve MIDI OUT portu olan enstürman.
Master : Bir kayıt işlemindeki esas kopya. (ana kayıt)
Matrox MGA VLB/4: 4MB belleğe sahip ve bu bellek miktarı ile mümkün olan yüksek çözünürlük ve renk sayılarındaki ekran modlarını titreşimsiz ekran tazelemesinde destekliyor. Auto CAD sürücüsünün sağladığı özel pencerede geçek-zamanda pan ve zoom yapmanız mümkün kılan görüntü kartı.
MBS: Karşılıklı radyo yayın sistemi.
MCGA: çok renkli grafik adaptörü.
MDS : (Microprocesor Devellopment System): Mikro ışlem Birimi, mikro işlem birimi sistemleri için program geliştirme ve donanım arızalarını bulma işlemlerini sağlayan donanım ve yazılımı araçları ile donatılmış bir mikrobilgisayar.
Media: Bilgi saklama ve dağıtma ortamı (video kaset, disket, optik disk, vb.). ınsanlığın iletişimde bulunduğu her ortam.
Megabyte (MB) : Bir milyon bayt.
Megahertz (MHz) : Bir saniyede milyonlarca saykıl.
Memo: Bakınız. (Memory-Hafıza)
Memory scan : Tunerlerde hafıza taraması, önceden seçilip hafızaya alınmış istasyonların bir buçuk saniye süreyle dinlenmesine imkan veren sistem.
Memory Window : Kullanılmakta olan ve kalan belleği gösterir.
Memory : Bilgisayarda, bilginin depo edildiği, kopyalandığı ve yeniden kullanıldığı yüksek erişim hızına sahip bölüm. (RAM-ROM vb.)
Menu (Menü) : Programlanmış bir seçenekler listesi. Genelde ekranda görüntülenir. Kullanıcı bilgisayarın yapmasını istediği işlemleri bu listeden seçebilir.
MENUCOLOR : çıkacak menünün renklerini saptamak için kullanılır.
MENUITEM : Menüde kullanılacak seçenekleri belirtmek için kullanılır.
Message format : Bildiri biçimi.Bir bildirinin başlık, adres, metin, metin sonu işareti ve hata bulma bit'lerinin nasıl yerleştirileceğini tanımlayan kurallar.
****balls/Blobs: "Damla formu". Bu çizimler sabit bir büyüklüğe sahip değildir, zira dinamik olarak kendilerini değiştirirler. Tek tek elemanlar bu sırada birbirlerini karşılıklı olarak etkilerler. Bloblar organik-yuvarlak formlar için çok uygundur.
****CHARACTER: HTML dosyası içinde özel bir durumu gerçekleştirmek için kullanılan karakterlerdir. Bu karakterler parantez "()", ve "&", diyez "#" ve noktalı virgüldür ";".
****CRAWLER: Adres: [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] bölgelere ayırarak tarama yapan, tarama sırasında ne kadar beklemek istediğinizi belirttiğiniz bir tarama sayfası.
MHz (Megahertz): MHz. Megahertz. 1 Milyon Hz.
Mic (Mik) : çeşitli mikrofonlardan veya diğer audio kaynaklarından alınan sesleri mono veya stereo olarak kayıt etmek için kullanılan cihaz.
Mic level : Mikrofona gelen sesin seviyesi.
Micro Code : Mikro Kod.Merkez işlem veya kontrol birimindeki PROM veya RAM yongaları (chip) üzerinde bulunan çeviri dili tipinde bir sabit program. Bu program CPU komutunun (veya kontrol birimi fonksiyonunun) alt elemanları olan bir dizi yordamlardan oluşur. örneğin, bir bilgisayar komutunun kodu kontrol birimi tarafından o şekilde çözülür ki her komut, kendini uygulayacak olan mikro kodun başlangıç yerini tayin eder. Böylece bir CPU komutunu, bu komutların kullanıcı programındaki bir işlemi uyguladığı biçimde yerine getirmek için bir dizi mikro kod komutları kullanılır. Bir mikrokod komutu CPU'da 64 bit genişliğinde bir yer işgal eder.
Micro processor : Mikro işlemci.Microcomputer: Mikro bilgisayar.
Microphone : Mikrofon, ses enerjisini elektrik enerjisine çevirin araç. Ses dalgalarının havada oluşturduğu basınç değişikliklerine uyabilen esnek bir diyafram içerir. Bu diyafram ya doğrudan basınçla ya da basınç değişikliği ile çalışır. Mikrofonlar, yapılarına göre, karbonlu (kömürlü), Kristal (seramik), elektrodinamik, band ve kondansatörlü olabilirler. Karakteristliklerine göre ise şu şekilde sıralanırlar: Yönsüz mikrofonlar (omnidirectional), tek yönlü mikrofonlar (unidirectional), çift yönlü mikrofonlar (bidirectional), Frekans dizilere (freguency response) 20Hz-20KHz ve empedansları 150 ohm civarında olur. Kutup düzenleri (polor pattern), tek yönlü (unidirectional-cardioid) ve çok yönlü (omnidirectional) olabilirler.
Microwave: Mikrodalga. Frekansı 500MHz'den yüksek olan dalgalar.
Midi : (Musical Instruments Digital Interface) elektronik müzik enstrümanlarının birbirleri arasında bilgi gönderebilmeleri amacı ile geliştirilmiş bir ara birim.
MIDI Configuration Window : Bu bölüm de, birlikte kullanılan MIDI'li enstürmanların kanal, port ve ses listelerinin girildiği tanımlama bölümüdür. Gerekirse SY*** formatında bilgiler girilebilir.
MIDI IN: Gelen MIDI mesajlarını almak içindir.MIDI KANALLARI:Midi alışverişi bağımsız 16 kanaldan oluşur. Kanaldan maksat bilgilerin gönderilebileceği ve alınabileceği elektriksel yollardır. Ve bu 16 kanal 16 tane bilgi yolunun birbirinin trafiğini engellemeden aynı anda çalışmasını sağlar. Gönderilen veya alınan bilgiler meyanında, mikro işlemcisine göre, 1000 kanala kadar çıkar.
MIDI MODLARI: OMNI-POLY-MONOMULTı olarak bugün için dört tanedir. OMNI MODE kısaca bir synthesizercının bir kaç aletle birden aynı melodiyi çalmasıdır. Aslında bir aleti çalıyordur da sanki birkaç alet aynı melodiyi çalıyor gibi olur. "UNISON çalış"POLY MODE,Birkaç müzik aletiyle değişik melodiler çalmasını sağlar bu da Stüdyo kayıtlarında kolaylık yaratır.MONO MODE,Bu mode da MULTI-TIMBRAL (aynı anda birkaç sesi çıkarabilmek) bir müzik aletinin her sesine ayrı bir midi kanalı verir ki bu mode bugün kullanılmıyor.MULTI MODE,En önemli özelliği Multi-Tımbral çalışmasında tek bir kanal hizmeti verir ayrı ayrı MIDI Kanalları gerekmez. Bu en iyi bağlantı MODE'u dur.
MIDI Monitor Window : MIDI portlarından giren ve çıkan bilgileri gösterir. Bu da programa işaretin girdiğini ya da çıktığını kullanıcıya belirterek herhangi bir arıza halinde ya da seslerin duyulmaması durumunda standart Hata bilgisayarda mı? Ses modülünde mi? sorusunu yanıtlamaya yardımcı olur.Bunlar Performer'ın ana kontrol menüleridir. Diğer menüler de EDIT menüleri olarak geçer. Bunlar Audio, Score, Step, Grid, List Edit menüleridir. Bu editörlerin biri ya da birkaçı, diğer sequencer programlarında da mevcut olmasına karşın, Performer'ın kendi pencere düzeni ve olanakları bir hayli farklıdır. Cubase yazımızda bu editör şekillerine değindiğimiz için bir kere daha anlatmak istemiyoruz. Bunun yerine programın, diğer sequencer programlarından ayrılmasını sağlayan profesyonel bölümlerinden sözedeceğiz. örneğin Performer üzerinde accelerendo ve ritardando yapmak çok konforlu. Tempo ve zaman ölçülerinin not edildiği "Conductor Track" her zaman track ve window üzerinde yatay olarak görülmekte. Change menüsü üzerindeki "change tempo" penceresi üzerinde ölçü sınırları, başlangıç ve bitiş metronom değerleri verilip arada alacağı değerleri ve hızlanma şeklini bilgisayara hesaplatmak olasıdır.
MIDI OUT: Giden MIDI mesajlarını vermek içindir.
Midi Patch-Bay : Arada başka bir Midi arabirimi de almak koşuluyla Midi'li enstürmanları sequencer ya da bilgisayara giriş çıkış olarak bağlayan cihaz.
Midi Processor : Midi işaretleri üzerindeki her türlü bilgiye ayrı ayrı erişebilen, değiştirebilen, midi kanallarını arttırabilen kendi mikro işlemcisine sahip ünite.
MIDI THR: Birkaç aletin birbirine bağlanması için gerekli komut.
MIME: (Multipurpose Internet Mail Extensions) Internet üzerinde postalara grafik, sıkıştırılmış dosya gibi dökümanların iliştirilmesini sağlayan standarda verilen addır. MIME sayesinde bir postaya eklenen metin tabanlı olmayan (örneğin sıkıştırılmış bir dosya) bir dosya, ilişkisi bulunan program vasıtasıyla görüntülenir.
MIME: çok Amaçlı Internet Posta Uzantıları (Multipurpose Internet Mail Extensions).
MiroCRYSTAL 32S: Titreşimsiz modda yüksek ekran tazeleme frekansları ve 4 MB VRAM belleğe sahip MicroCRYSTAL 32S'in 1024x768 çözünürlüğüne 16M renk görüntüleyebilmesi dikkatinizi çekecektir.
Mirror (Ayna) : Bir işlemin yansıtılması için ortaya çıkarılması efekti. Orijinal (özgün) imgenin baştan aşağı çizimi.
Mixer : Ses karıştırıcı cihaz. Genelde 4 kanallı olur. Birinci ve ikinci kanallar mikrofon, mono cihazlar gibi tek sesli (mono) girişlerde üçüncü ve dördüncü kanallar da stereo girişlerde kullanılır. Bu kanallara da pikaplar, deck'ler ve CD cihazları bağlanır. üçüncü ve dördüncü kanallar arasında çift pikap kullanılarak "fade in" ve "fade out" ile bir parçadan diğerine yumuşak geçişler yapılabilir (Bilgisayarla da 1000 kanala kadar çıkarılabilir).
Mixing : Karıştırma.
MMS: Teypte önceden belirlenen şarkılar arasında istenen parçayı arayıp bulabilen bilgisayarlı seçici sistem.
MODE : Müzik setinin mono ve stereo konumu. Varsa bunlara "quadrophonic" (dörtlü ses) ve yankı (reverberation) konumları da eklenebilir.Modem (MODülator-DEModülator):Telefon hatları gibi analog iletim hatları üzerinden iletilen sayısal verileri alan arabirim donanımı. Bilgisayarın telefon hatları vasıtasıyla başka bilgisayarlarla iletişimde bulunmasını sağlayan cihaz. Bilgilerin sese dönüştürülmesi işlemini ve tersini yapar.
Modem : Modilatör - Demodülatörun kısa yazılışı. Bilgisayardan gelen sinyalleri analog sinyal haline dönüştürerek telefon hattı üzerinden nakledilebilmesini mümkün kılar veya bu yolla gelen sinyalleri bilgisayarın kullanabileceği hale dönüştürür.
Monitor (Monitör) : Video dilinde, video girdileri olan bir televizyon. Bir bilgisayar monitörü ise, genelde bileşik algılama yerine RGB kabul eder.
Monitör: Geniş bir topluluğa hitap etmeyecek prezantasyonları kendi toplantı odanızdaki bir bilgisayarın monitöründen yapabilirsiniz. özel prezantasyonlar bu yolla çok daha ayrıntılı ve etkileyici bir şekilde gerçekleştirilebilir. Yapılan tasarım bilgisayara yükleneceğinden prezantasyon defalarca masrafsız bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Mono : Tek.
Monoaural : Tek ses.
Monocroma: Siyah/beyaz, renksiz.
Montage (Montaj) : Editing.
Morphing/Morfen : (Kesintisiz Dönüşüm): Bilgisayar animasyonunda Morphing (****morfozdan geliyor, dönüştürmek demek), iki obje arasındaki akıcı ve dikişsiz geçiş olarak tanımlanır. Burada 2D ve 3D objeler birbirlerinden ayırdedilmelidir.2D ****morfozlar iki resmi dönüştürürler, 3-D varyasyonu ise bir animasyondaki iki üç boyutlu (3D) objeyi dönüştürür. Terminatör 2'deki efektlerin 2D ve 3D dönüşümleridir. çoğu 3-D program sadece aynı nokta ve üçgen sayısına sahip objeleri dönüştürebiliyor.
MOSAIC: NCSA tarafından tasarlanan Machintosh, Windows ve Unix ortamlarının tümünde birden çalışabilen ilk Web tarayıcısıdır.
Mosaic screen display : Görüntünün ekranda mozaik biçimi gösterilmesi. Video kameralarda "fade out/in" işlevi mozaik görüntü ile de yapılabilir.
Motion Blur : Hareket keskinliği video kamera sahibi olan ve bir video kaydın tek tek resimlerini inceleyen biri, hızlı hareket eden objelerin (eller, ayaklar, oyundaki top) silinmiş olduğunu görecektir. ınsan algılamasına uygun olan bu efekt (göz de hızlı hareketleri sadece silinmiş olarak algılıyor) iyi animasyon programları tarafından simüle edilebiliyor. Sonuç animasyonda gerçek gibi görünen hareketler oluyor.
Motion JPEG/MPEG : Motion JPEG hareketli resimler için geliştirilmiş videolar için bir JPEG sıkıştırma metodudur (Windows için Video tarafından kullanılır)Bu sadece JPEG formatıyla ilgili bir kompozisyonu olduğu için, başka bir uzmanlar grubu Motion Picture Expert Group (MPEG), başka bir metod buldu, bu metod ek olarak film sahneleri sıkıştırabiliyordu. MPEG1'den MPEG4'e kadar birçok basamak vardır, bunlar da değişik görev ve hedeflere sahiptir.
Motion Morf: Hareketteki dönüşüm. Normal olarak dönüşüm için bir başlangıç ve bitiş resmi kullanılır; ama uygun bir yazılımla mesela yürüyen bir insanı, yürüyen bir maymuna dönüştürmek
Motorbot : Alçak frekanslı gürültü.
Move : Track'lerin sıralamada yerlerini değiştirir (taşıma modu).
MPEG: Hareketli görüntüleri 200:1 oranına kadar sıkıştırmaya yarayan oldukça etkili bir grafik formatıdır. Format sadece bir sonraki karedeki değişen pixelleri gözlemlediğinden sıkıştırma oranı durağan görüntülerde daha da artmaktadır. Motion Picture Experts Group tarafından geliştirilen format PC'lerde oldukça çok kullanılmaktadır.
MPEG: Hareketli görüntüleri sıkıştırmada kullanılan standart bir yöntem.
MS-DOS: Microsoft disk işletim sistemi
MSSS : çok yönlü ses sistemi, çift hoparlör bağlantı terminalleri.
MTBF : Bir cihazın bozulmadan önceki ortalama kullanılma süresi.
MUD: çok Kullanıcılı Oyun (Multi-User Dungeon).
MUD: çok Kullanıcılı Ortam. Internet üzerindeki çok kullanıcılı macera oyunları ve simülasyonlara verilen isim.
Multi - ımage : Programlanmış bir gösterim esnasında bir veya daha fazla slayt projeksiyonu kullanılan bir slayt gösterisi.
Multi Disc program : Tek disk alabilen CD player'larda çoklu disk programı yapma. Diskleri teker teker takıp çıkararak istenen şarkılardan bir konbinasyon yapılabilir.
Multi standard : Videonun PAL/SECAM/NTSC standartlarını bünyesinde bulundurma özelliği.
Multi strobe : Aşamalı görüntü. Ekran dokuz eşit bölgeye ayrılır. Merkezdeki orijinal görüntü sesli olarak izlenebilir. Bu görüntülerin 0.1-1.0 saniye aralıklarla birbirini izleyen 8 aşaması, dondurulmuş resimler halinde merkezdeki görünütüyü çevreler.
Multi-Screen : çeşitli imge alanlarına imgelerin projeksiyonu işlemi. Aynı zamanda birden fazla iş yapabilen bir operasyon sistemi.
Multi-User Dungeon (MUD): çok Kullanıcılı OyunInternet üzerindeki macera, rol yapma oyunları ve simülasyonlara verilen isim. Bu oyunlar oynayanlar tarafından "metin tabanlı sanal gerçeklik" olarak nitelenmektedir. Oyunlarda hayali savaşlar, tuzaklar, büyüler vardır. Oyuncular gerçek zamanda oynarlar ve oyundaki "dünyayı" değiştirebilir. çoğu MUD telnet protokolüyle çalışır. Telnet.
Multiprotocol Interconnect: Frame Relay üzerinden başka protokollerin taşınması için düzenlemeleri kapsamaktadır.
MIME: çok Amaçlı Internet Posta UzantılarıInternet e-postasının grafik, ses, fax gibi metin olmayan bilgileri de gönde-rebilen genişletilmiş hali.
Multiscan Monitor : Bir çok frekansta tarama yapma yeteneği olan, aynı zamanda kullanıcıya çeşitli grafik adaptörleri imkân sağlayan bir monitör.
MULTITIMRAL : Birden fazla enstürman sesini aynı anda farklı MIDI kanallarından gelen mesajlarla değerlendiren enstürman.
NCSA: Mosaic web tarayıcısının yaratıldığı akademik bir kuruluş olan national Center for Supercomputer Applications'un kısaltılmışıdır.
NCSA: Ağ görgü kuralları, NETwork (ağ) ve etlQUETTE (görgü kuralı) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilen bu kelimeyle, bir ağ üzerinde uyulması gereken davranış kuralları ifade edilmektedir.
NEC Multisync 5FGe: Sonsuz sayıda renk gösterebilen, maksimum çözünürlüğü 1024x768 Non-Interlaced ve bant genişliği 80 MHz olan MultiSync 5FGe düşük enerji maliyeti ile de dikkat çeken bir Monitör çeşidi.
NETSCAPE: Netscape firmasının bir ürünü olan Netscape Navigator NCSA tarafından geliştirien Mosaic'in temeleri üzerine kurulmuştur. şu günlerde 32 Bit sürümündeki Java eklemesiyle ve her sürümünde gelen yeniliklerle en çok aranan Web tarayıcısı durumuna gelmiştir. Mosiac'in asıl yaratıcısı olan Mark Andreessen NCSA firması tarafından kiralanarak Netscape'i yarattı. Firma ismini Netscape Communications Co. olarak değiştirip halka açıldı ve her biri milyarder oldu. Firma aynı zamanda Web sunucusu olmak isteyenler için de yazılım pazarlıyor. NCSA'ya bağlanıp Netscape'in son sürümünü edinmek için [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] adresine bağlanın.
NIC: Ağ Danışma MerkeziAğ danışma merkezi (NIC) ağ kullanıcılarına bilgi, yardım ve diğer hizmetleri sunan yerdir.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma ProtokolüAğ Haberlerinin dağıtılması, incelenmesi, elde edilmesi, postalanması işlemleri için oluşturulmuş protokole verilen isim. Tanımı RFC 977'de bulunabilir (Usenet).
Network: Bilgisayar ağı. Birçok bilgisayarın çeşitli yöntemlerle birbirine bağlanarak bazı bilgileri paylaşabilmelerini sağlar.NewgenA3 ve A4 ebatlarında baskı yapan postscript multiplatform yazıcılar.
NIC.DDN.MIL: Savunma Bakanlığı ıletişim Ağı (DDN) Ağ Bilgi Merkezi'nin (NIC) alan ismi. Savunma Bakanlığı Bilgisayar Ağı için Ağ Danışma Merkezi, Alan ısmi Sistemi, Ağ Danışma Merkezi.
NNTP: Ağ Haberleri Aktarma Protokolü (Network News Transfer Protocol).
Node: Bilgisayar ağına bağlı ve adresi verilerek erişilebilen cihazlara verilen isim. Düğüm.
Node : DüğümBir örgünün topolojik tanımında düğüm (halkaların) bir bağlantı noktasıdır. sözcük veri örgüleri kapsamında özellikle paket hat değiştirmede bir hat değiştirme merkezi olarak da kullanılagelmiştir.
Noise (Parazit) : Audio sitemlerinde bir elektirk karışıklığı ya da istenmeyen bir ses. Videoda elektrik enerjisinin "random spruts" veya karşılığı denir. çok parazit snow (karlanma) da denilmektedir.
NOISE REDUCTION : Stüdyoda mevcut dip gürültüyü bastıran ya da kaybetmeye çalışan cihaz.Noise reduction: Bandın ses kanalındaki parazitleri gideren sistem.
Noise Temperature: Gürültü Sıcaklığı. Bir sistemde işarete eklenen gürültünün miktarını göstermek üzere kullanılan eşdeğer sıcaklık. Gürültü sıcaklığı ne kadar az ise eklenen gürültü o kadar azdır.
Noise: Gürültü. Rasgele değişen bozucu işaretler. Gürültü seste hışırtı halinde, resimde ise karlanma olarak ortaya çıkar.
NoNoise : Sonic Solitions adlı firmanın Apple Macintosh bilgisayarlarında çalışan digital audio sisteminin önemli fonksiyonlarından biridir. Müzikal yapı altındaki her türlü gürültü (Noise) parazit ve çıtırdıyı filtreleyen özel sistem.
Novell Netware 3.12: Novell NetWare, hem küçük hem de orta boy iletişim ağları için mükemmel bir çözüm sunmaya devam ediyor. Yine, dosya ve yazıcı paylaşımı, hız, güvenlik ve çoğu işletim sistemi için iletişim.
NR (Noise Redictor) : Düşük seviyeli yüksek frekans sinyalindeki parazitleri otomatik olarak azaltan sistem (=Dolby)
NRC: ınorganik maddelerden yapılan ve pikabı istenmeyen vibrasyonlara, akusik beslemelere karşı koruyan devre.
NTSC: ABD'nin kullanıldığı renkli yayın standardı. 525 satır ve 60 Hz frekans kullanır. Renkli yayını ilk deneyen ülke ABD olmuştur. Bunun sonucu olarak ABD'ye özgü bir renk sistemi ortaya çıkmıştır. Japonya, Kanada ve Meksika'da bu sistemi kullanır.
OCR : (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
OEM: Az da olsa, yeniden dizayn edilmiş teçhizatı satan bir üretici. Her alıcı bu teçhizata kendi adını koyarak, kendi markası gibi satar.
On-Screen Silde: Direkt olarak bilgisayar terminalinden projeksiyonu yapılan bir grafik imgesi.
On: Kapalı devre.(Anahtar olarak), ışık olarak açık.
Online Editing: Master bandın orijinal yapımdan monte edildiği on edit safhasıOpcode: ışlem kodu.
Open Look (Açık Bakış): çok hedefli ve çok açılım sağlayan bir grafik 'interface'i.
Operand : Bir işleme katılan data çeşidi veya büyüklük, çokluk anlamına kullanılır. Operand genellikle bir instructionun adres bölümü için kullanılır. Fakat bir sonuç veya parametre, işletilecek bir sonraki instruction için adres veya isim göstergesi olabilir.
Operasyonel : ışlemsel.
Operate: çalıştırma tuşu (=on)
Operating System: Bir bilgisayarın yeteneklerini yöneten bir yazılım. ışlem tablosu, dosyalama ve hafıza yönetimi ve kumanda yorumu gibi fonksiyonları vardır.
Operator : Bir işlemi gösteren semboldür ve kendisi, işlemin nesnesidir, yapılan işlemi gösterir. örneğin (+), toplama; (-), çıkarma operatörüdür.
OCR : OCR (Optik karekter tanıma)Yazılı veya basılı karakterlerin makina tarafından ve foto-elektrik transuderlerden gelen girdilere dayanarak tanıması. Bu tür programlara örnek vermek gerekirse RECOGNITA firmasının GO-CR, Caere firmasının Omni Page programları gösterilebilir.
Optical Disc: Laser ışını kullanarak dijital bilgi kaydeden ve tekrar üreten bir video disk kopylama cihazı. (Bkz. CD-ROM;DVI).
Optik Hafıza Devrimi : Muazzam miktarda bilgi, optik disklere, bir başka deyişle müzikseverlerin yakından tanıdığı kompakt disklere (CD) sığdırılabilmektedir. Ciltler dolusu ansiklopedik bilgi (örneğin Britannica, Comptons vb.) küçük bir diskte yalnızca yazılı bilgi olarak değil, video, animasyon, grafik ve ses unsurlarıyla işlenmekte, yerleştirilmektedir.
Optıbase: JGEB sıkıştırma ve hızlandırma kartları.
OS/2 Warp 3: Warp 3, yeni eklenen fonksiyonları ve beraber çalışma özelliğinde performansıyla da dikkat çeken ve home pazarına sunulan ürün oldu. Nesne yönelimli ve kritik uygulamalardaki başarısıyla, bu pazardaki şansının oldukça yüksek olacağı gerçek bir işletim sistemi.
OS/2: Windows için bir ağabey ve Mikrosoft firmasının UNIX sistemine bir cevabı. 'Jirtuel' hafızalı bir çok hedefli operasyon sistemi. 'Network (şebeke)' çalıştırmak
OSD (On Screen display): Televizyon veya video ile ilgili komutların ekranda belirmesi. Ses, ışık, kontrast ve ışık ayarları bir grafik halinde ekranda gösterilebilir.
OSF/MOTIF : Geniş bir bilgisayar çerçevesi içinde standartlar sağlayan bir grafik kullanıcı 'interface'. X Windows sistemi ile uyuşan herhangi bir platforma taşınabilir.
OTR: Tek tuşla kayıt yapan sistem.Out-Point: Bir edit işleminin sona ermesi. 'End Point' (son nokta) olarak da adlandırılır.
Output : Bilgisayar sonucu veya işlenmiş data.
Overload : Aşırı yüklenme
Packet: Paketıletişim ağı üzerinden gönderilen veri birimi.
PING: Internet Paketi AraştırıcısıHedef makinelerin ulaşılabilirliğini test amacıyla kullanılan bir program. Genelde "filanca sisteme ping yap" şeklinde kullanılır.
Page View : Nota yazımında sayfa düzeninin görülmesi.
Page: Web'teki hypertext dökümanları.
Pan : Yatay x-aksı boyunca uzanan bir kamera hareketi.
Paradox for Windows 4.5: Analiz ve çizelgeler oluşturma çalışmalarında mükemmel, hızlı uygulama geliştirme ve kişiye özel uygulama geliştirme gücü mükemmel, kullanım kolaylığı iyi düzeyde yer alıyor. Front-end geliştirme özelliği orta düzeydeki bir program.
Parametre : özel bir program için verilmiş değeri gösteren değişken. Bir sistem, araç veya birimin sonradan belirlenebilen değişkeni.
Parity : Hafızadaki data errorlarını tespit etmek için kullanılan fazladan bir bitlik kod. Data içerisindeki aktif bitlerin toplamının tek veya çift olduğunu sayarak kontrol işlemini gerçekleştirir.
Partition : Sabit disk içerisindeki, özel amaçlar için kullanılan küçük bir bölüm. Hartdiskin varsa bölüntüsünü, kapasitesini, işletim sisteminin yerini vs. gösterir.
Path (Yol, iz) : Bir bilgisayar grafik nesnesinin izlediği yol.
Path : 3D bir doğru. Bu düz, eğrilmiş ya da basamaklar şeklinde olabilir. Bu tip
bir Path boyunca objeler, ışıklar ya da kamera hareket edebilir. Pathler genelde Keyframe'lerden daha yumuşak bir hareket verirler.
Pause : Videoda kısa durdurma tuşu. Banda zarar vermemesi için belli bir süre sonra otomatik olarak playbach konumuna dönüşür (=still).
PC (Personel Computer): Kişisel Bilgisayar.
PCM : (Pulse Code Modulation) Ses renklerinin örneklenebilmesinde kullanılan bir teknik.
PD : Genel kullanıma açıkPublic Domainücretsiz olarak kopyalayıp kullanabileceğiniz programlara verilen isim.
Peripheral : Dışarıdan bağlanarak kullanılan I/O veya depolama (kayıt) cihazları.
PERL: Unix altında CGI programlarına alternatif olarak çıkan güçlü bir programlama dilidir.
Perspective Interpolation: Perspektif bir alan içindeki hatalı yüzeyleri düzgün bir duruma getirir. örneğin, uzun bir mesafeye doğru giden bir demiryolu görüntüsü daralır ve renk değiştirir. Bu renkler bir bilgisayar ekranında 'Perspektive Inetrpolation' kullanılarak görüntülenebilir.
PGA: Profesyonel Grafik Adaptörü
Picture search (PS) : Resim arama. Görüntü geçişini on kat hızlandırabilir.
Pie Chart (Pasta tablosu) : Bölümlerin bir bütün ile büyüklük veya fazlalık bakımından mukayese edildikleri bir grafik yorumu.
Pinch-off : Daraltma, sıkma, kıstırma.
PING: Internet Paketi Araştırıcısı (Packet Internet Groper).
Ping: Internet üzerindeki bir adrese ulaşılıp ulaşılmadığını kontrol eden bir yardımcı program.
PIP (Picture in Picture) : Resim içinde resim. Aynı ekran içinde televizyonun birkaç kanalının ve video görüntüsünün izlenmesine imkan verir. Görüntü kaydırılabilir veya dondurulabilir.
PITCH WHEEL: Frekans ve modülasyon seviyesi ayarı için
Pixel: CCD gibi bir bilgisayar ekranının veya bir grafik sensor cihazının temel görüntü elemanı. Bilgisayar yaratabildiği en ufak nokta
Pixel : Resim elemanı için kullanılan kısaltma. Tek bir bitlik bilgi ile monitör üzerinde adreslenebilen tek bir noktadır.
Pixelization : Devamlı bir imgeyi bloklara ayırıp dijital bir görüntü vermek için, imgesel yapabilen yazılım kullanımı.
PKZIP: PC'ler için paylaşımı ve kullanımı ücretsiz olan bir sıkıştırma yardımcı programı. PKUNZIP adındaki bir diğer program da bu sıkıştırma dosyaları açar.
Point-to-Point Protocol (PPP): Noktalar Arası ProtokolRFC 1171'de tanımlanan bu protokol, seri bir hat üzerinden (örneğin telefon hattı) iki noktayı birbirine bağlama işlemini tanımlar. Seri Hat üzerinden Internet Protokolü (Serial Line IP).
Polarite : Uygulanan DC gerilimi.Polarization olarizasyon. Bir elektromagnetik dalganın elektirk alan vektörünün doğrultusu. Elektromagnetik dalgalar yatay, düşey, dairesel ve eliptik polarizasyonlu olabilirler.
POP: Posta Ofisi Protokolü (Post Office Protocol).
POP: Herhangi bir SLIP, PPP bağlantı sağladığınızda genellikle bir POP hesabınız olur. Bu hesap postanızı atmak için e-mail programınızı kullanmanızı sağlar. Kısaltmanın diğer bir açılımı ise Point of Presence'dir.
PORT ADRESS: TCP/IP tabanlı uygulamalar hattın diğer ucundaki bilgisayarla konuşmak için belirli bir port adresi kullanırlar. Port adresi, içinde verilerin nereden alınıp nereye verileceğini kesin olarak saptayan bir mekanizma barındırır.
Port : Diğer çevre birim elemanları ile haberleşmeyi sağlamak için kullanılan giriş-çıkış bağlantı noktası (kanalı)'dır. (seri veya paralel port)
Post Office Protocol (POP): Posta Ofisi ProtokolüTek kullanıcı sistemlerin bağlandıkları hizmet birimlerinden posta mesajı alışverişi yapabilmelerini sağlayan protokol. POP, POP2 ve POP3 diye üç uyarlaması vardır. Sonraki uyarlamalar önceliklerle uyumlu değildir. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Postmaster: Bir ağ üzerindeki E-posta problemleri ile ilgilenen personel.
Power supply : Güç kaynağı.
Power : Güç, enerjinin harcandığı ya da işin yapıldığı değer.
PPP: Noktalar arası protokol. Seri bir hat üzerinden (örneğin bir telefon hattı) iki noktayı birbirine bağlama işlemini tanımlar.
PPP: Modem aracılığıyla seri bağlantılar gerçekleştirmede kullanılan yeni bir protokoldür. SLIP protokolüne göre hatta düzeltme ve sıkıştırma özellikleri daha gelişmiş olduğundan bu protokolden % 5-10 daha hızlıdır. çoğu Web tarayıcısı PPP veya SLIP bağlantısı istemektedir.
PAS 16: Media- Vizion' in bu iki kartı bir birine çok benziyor. Yanlız PAS + in örnekleme ve çalma genişliği sadece 8 bit"ken PAS 16 , 8 , 12 ve 16 bitlik örneklemeler yapıp , çalabiliyor. Her ikisinin de 44.1 KHz.e kadar kapasitesi var bu iki kart ADPCM sıkıştırma ve dinamik filitreleme özelliklerine sahip . SBPro ve SB 16 gibi paslarda yamahanın 4 işlemcili FM çipi OPL 3 ' kullanıyorlar . PAS 16 'nın program desteği çok tatminkar PAS 'ların SB ve SBPro uyumlulu her ne kadar Media Vizion tarafından %100 olarak belirtese de , bazı problemlerle karşılaşmak mümkün . PAS 16 oldukça iyi bir kart , fakat ucuz değil . En iyi avantajlarından birisi SCSI aracısını içermesi . Kartın mekanik kalitesi üzerin 'de biraz çalışılmış. Midi parçalarının FM çipinden dinlemek hayal kırıklığı yaratabilir.Fakat 16 bitlik müzik modlüleri çok iyi duyuluyor. PAS 16 birlikte gelen programlar miktar ve kalite açısında bu kart'a artı puan getiriyor.
Prob : Frekans ve benzeri etkenlerde empedans uygunluğu sağlayan araç ya da bağlantı kablosu.
Program search : Kaset teyplerde bandın önceden programlanan belirli sayıdaki bölümünün çalışmasına imkan veren sistem. Bu program sayısı genelde 12 olur. Programlardan birkaç tanesi yardımcı bir tuş ile tekrarlanabilir. çift kasetli teyplerde birinci kasetteki programların sırası ile ikincisi arasında bir uyum yaratılabilir.
Program select Button: Program seçici düğme.
Program : Bilgisayarların çalışmasını kontrol eden komutlar grubu.
Program : Bilgisayara özel işlemler veya hedefler için verilen talimatlar dizisi. Programlara aynı zamanda 'software-yazılım' adı verilir.
PROM: PROM adlı programlanabilen ROM'dan gelmektedir. PROM satın alındıktan sonra kullanıcı tarafından programlanabilir. Program kullanıcı tarafından bir kez yazıldıktan sonra, başka bir program yazılamaz. PROM içerisinde ince nikel krom teller bulunur, bu teller sigorta teli gibidir. PROM programlayıcısı hazırladığı doğruluk tablosuna göre ve tümleşik devrenin adres girişlerine uygun akım uygulayarak bu telleri yakar. Bu işlemi yapan hazır PROM programlayıcısı cihazları piyasada bulunmaktadır. PROM üreten fabrikalarda kullanıcının doğruluk tablosuna göre programlayabilmektedir.
Prompt : Ekranda görünerek, kullanıcıdan komut beklendiğini ifade eden bir karakter veya karakter dizisi. >: a veya c >:
PROTOCOL: Protokol, iki bilgisayarın birbirlerine veri yollarken izledikleri biçim, veri aktarma formudur. Protokoller bilgisayara alt düzey kodlar yollayarak iki makina arasındaki iletişimi sağlar.
Protocol : Protokolıki bilgisayar arasında mesaj alışverişi sırasında kullanılacak mesaj yapıları ve kurallara protokol denir.
Protocol: Bilgisayar arası iletişimde iki bilgisayarın uyması gereken iletişim kuralları.
PS: Picture Search.
PTC : Pozitif sıcaklık katsayılı direnç.
Public Domain Software : Telif hakkı olmayan ve serbestçe el değiştirilen ve kopya edilen yazılım.
Rafine etmek :Tamamen RAM'a depolanabilmesi için sıkıştırılmış bir bilgisayar animasyonlu sekans.
RAM-Animation :RAM (Silinebilen Bellek) olarak bilinen bu elemanlar oku/yaz belleği olarak da adlandırılır. RAM, gelişi güzel geçişi olan bellek demektir. RAM'lar her türlü sayısal devrede ve özellikle bilgisayarlarda geçici veri ve program saklanmasında kullanılır.Bilgisayar programı işleme girdikçe, RAM bölgelerinin çoğunun içindekiler de sürekli olarak değişecektir. Bu nedenle bilgisayar hızının düşmemesi için okuma ve yazmayı tamamlama süreleri RAM'da hızlı olması istenir. RAM'ların en büyük sorunu geçici bellek olmasıdır, yani RAM'ın elektrik enerjisi kesildiğinde saklı olan bilgi de kaybedilir. Bazı devrelerde elektrik kesildiği anlarda saklanan bilginin silinmemesi için batarya ile besleme sağlanır.
RAM:Slayt, film şeridi veya video ya da audio bant bölümlerine, orijinal kronolojisine bakılmaksızın girebilme olanağı.
Random Access :Rasgele Erişim.1. Bilginin elde edileceği bir sonraki konumun, hiç bir şekilde bilginin son olarak elde edilmiş olduğu konuma bağlı olmadığı koşullarda, bir veri saklama yerine erişim yöntemi.2. Her sözcüğe erişimin, diğer tüm sözcüklerin yerlerinden bağımsız olduğu ve sözcüğün adresine göre yapılan erişim yöntemi.3. Bilginin elde edilecek yerin, daha önce alınan bilgi yerlerinden tamamen bağımsız olduğu veri saklama yerine erişim yöntemi. örnek olarak manyetik davullar, diskler veya çekirdek bellekler gösterilebilir.
RANDOM ACCESS :Radyo ve televizyon vericisinden yayın alımının mümkün olduğu maksimum uzaklık.
Raster:ımgenin görüntülendiği monitör ekranındaki taranmış olan ışıklı ekran.
Raster :Yüksek çözünürlüklü monitör ve kartlar, dye-sublimation yazıcı, multimedya ürünleri renk kalibratör sistemleri
Raytracing :Radyo ile bilgi veri hizmeti. Yayınla birlikte kısa mesajlar yazılı olarak seçilebilir. Ancak radyonun bu alıma uygun bir dijital akımın olması gerekir.
RDS (Radio Data Service):Kahrolası Elkitabını Oku (ınternette)Bu kısaltma genelde birisi çok basit ya da genel bir soru sorduğu zaman kullanılır.
RTFM:kullanım kılavuzunu oku
Real Time kayıt :Sequencer programlarında metronom dinlenerek yapılan canlı müzik şekli.
Real Time Recording :Artık bilgisayarlarımız bu kart sayesinde bir sinema ekranı, bir TV ekranı,bir konuşan Ansiklopedi ve hatta konuşan döküman sistemi diyebiliriz. ılk resimli ansiklopediyi 1922'de basan COMPTON ilk multimedya ansiklopedisini de 1990'larda piyasaya sürdü. Compton's Interactive Enyclopediaşimdi COMPTON'un tüm CD kütüphaneleri; video oyunlarının her cinsi, ansiklopedilere başvurulan dökümanlar, iş dünyası, almanaklar, atlaslar, seyehat kılavuzları, safariler, müzik, avcılık, tenis, balıkçılık, golf vs. dersleri,dünya kupası albümleri, mega starların klipleri, video klipler hemen hepsi CD-ROM sürücüsü olan bütün bilgisayar kullanıcılarının elinin altında, renkli ve hareketli olarak ekranlarında...çağdaş teknoloji sizi bilim ve eğlence dünyasına davet ediyor,bu daveti kaçırmayın.
Real-Time Animation:Bilgisayar ekranında gerçek saat zaman dilimine bire bir nispetinde uyan zaman.
Real-Time :Web Tarayıcılara FM kalitesinde konuşma ve müzik dinlemek için eklenen bir programdır. Bu programı tek başına kullanabileceğiniz gibi Netscape'e de ekleyebilirsiniz. Bu program hakkındaki demolar için Sony Magic Link'i [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] adresinden ya da Real Audio'yu [Sadece Kayitli Üyeler Linkleri Görebilir. Kayit Olmak Için Tiklayin] adresinden bulabilirsiniz.
REAL AUDIO:Bireysel veya grup gösterimi için imgenin şeffaf cam veya özel madde ile kaplanmış bir akrilik ekrandan geçirilmesi. Ekran projeksiyon cihazı ve seyirci arasına yerleştirilir.
Referans :Yansıma.
Reflection:Yansıtıcı eleman.
Reflector:Ani tepki geriye çekmek.
Refleks :Yazıcı
Register :AC ya da DC gerilim değerini kararlı tutmaya çalışan devre.
Regüle: Kararlı, kararlı duruma getirme.
Regülatör :Teypte iki kasedin arka arkaya çalınması.
Relay play :CD'de kalan sürenin gösterildiği hane.
Remaining time :Cihazın veya cihazın bir işlevini kablolu veya kablosuz olarak uzaktan kontrol eden cihaz.
Remote Controls Windows :Uzak girişUzak bir bilgisayarda sanki o bilgisayara doğrudan bağlıymış gibi işlem yapmak, bu işlem genelde iletişim ağı üzerinde bir protokol kullanılarak yapılır.
Remote login:Uzaktan kumanda cihazından gelecek sinyalleri alan küçük pencere. Bu bölümün temiz olmasına dikkat etmek gerekir. Aksi halde sinyal almayabilir.
Render eğişik saatlere ayarlanan programların her hafta aynı saatte alınmasını sağlayan sistem. CD player'da bir şarkının devamlı olarak tekrar edilmesini sağlayan özellik.
Reset :RTL.
Resolution (Ayrışım) :çok kısa süreli eko ya da ses derinliğine verilen isim.Reversad imge television:Normal görüntüyü simetrik olarak tersine çeviren televizyon. arkadan bir perdeye projeksiyon yapabilen televizyonda da olması gereken bir özelliktir. Reverse Video: Karanlık bir geri planda aydınlık görünümden ziyade, aydınlık geri planda karanlık görüntüler.
REVERBERATION :Karanlık bir geri planda aydınlık görünümden çok, aydınlık geri planda karanlık görünümler.
RF (Radio Frequency) :Request For Comments.
RFC:Elektronik posta başlıklarının biçimi için Internet standardı. Elektronik Posta (Electronic Mail).
Ring counter :Bilgisayarlar için çalışma yeri.
Router:Yönlendirici. Bir ağ ile diğeri arasındaki iletişimi sağlayan cihaz.Routing:YöneltmeVeri paketinin gideceği bir sonraki sisteminin doğru olarak seçimi.
Router:Yöneltim alanıBir kişinin yönetimi altında olan ve kendi aralarında bilgi alışverişinde bulunan yönelticilerin kümesi. Yönetsel Alan, yöneltici.
SAP (Sound Audio Program) : ıki dilde yapılan yayınlardan birinin kaydeden ses alma programı.
Se desimal : Ekran, değişik boyutlarda yapılır. Büyüklüğü diyagonal (çarprazlama) ölçü ile belirtilir. Ekran yüksekliğinin enine oranı da bir ölçüdür. Bu ölçü genellikle 4:3 olur. EDTV ve HDTV'de bu oran 16:9'dur.
SEARCH ENGINES: Kişileri istedikleri bilgiye veya Web sayfasına ulaştırmayı amaçlayan "Internet tarayıcı" servisleridir. Bu servislerin uzayıp giden bir listesini ttp://www.rpi.edu/Internet/Guides/decemi/icmc/top. html adresinde bulabilirsiniz.
Search : Arama, videoda istasyon arama.
Senkronizasyon : ıki sinyali faz ve frekans bakımından uyumlu hale getirme olayı.
Senkronize : Peryodik olarak değişen iki sinyal arasındaki faz ve frekans bakımından uyum.
Sequencer : MIDI müzik cihazlarının kontrolünü yapan yazılım.IP paketlerini iki sistem arasında aktarmak için telefon hatları ya da RS-232 devrelerini kullanan protokol. Tanımı RFC 1055'de mevcuttur. Noktalararası protokol (Point-to-Point Protocol).
Serial Line IP (SLIP): Seri Hat Internet ProtokolüServer:Hizmet birimi, dağıtıcı programKaynak sağlayıcı (örneğin dosya hizmet birimi gibi) kullanıcı (client), kullanıcı-dağıtıcı modeli (client-server model).
SGML: Tüm platformlarda aynı olarak görülecek dökümanlar yaratmak için kullanılan ISO standardıdır.
SGML: Diğer yapısal döküman dillerinin tanımlanmasında kullanılan bir dil. Mesela; HTML, SGML kullanılarak tanımlanmıştır.Resmin hesaplanması sırasında kamera önce ışığın olduğu yere çevrilir ve bir gölge yaratması gereken obje oradan hesaplanır. Sonra da gölge simüle edilir.
Shadow Mapping : Daha önce de belirtildiği gibi gölgeler sadece Raytracing yöntemi ile hesaplanabilir. Rendering'de hesaplanamaz.
Shareware: Belirli bir süre ücretsiz kullanılan, ancak yazılımın deneme süresi bitince yazılımın sahibine ücret ödenmesini gerektiren türden yazılımlara verilen isim.
Sharpen: Netleştirmek, keskinleştirmek. Photoshop dökümanlarında daha net bir görüntü demek, tam beyaza yakın renkteki piksellerin tam beyaza, koyuya yakın piksillerin daha koyuya çevrilmesi demektir. Netlik, kontrastlık ile sağlanır. P |
|
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 6 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı!
By Ati
|
|
|
|
|
|
|
|